bugün

öz çocuğunu askere göndermeyip, her şehit haberi sonrası vatan sağolsun diyip kendini kandıran insandır.
genelde zengindirler ve sırtını biyerlere dayamış, vergilerimizden geçinen insanlardır.
dili sürşmüştür. param sağolsun diyecekti.
çocuğum yok, eğer olsaydı da göndermezdim. ve ben artık şehit haberlerinden sonra vatan sağ olsun diyemiyorum. kimse kusura bakmasın. vatanın sağ olması için illa da birilerinin ölmesi gerekmiyor. vatan sevgisi verilen şehit sayısıyla da ölçülmüyor. ha illa ölçecekseniz de, biz zaten bu toprakları vatan yapabilmek için yeterince şehit verdik. onlar yeter de artar bile. artık vatanı elimizde tutmak için silah, top, tüfek değil; akıl gerek, mantık gerek.

burdan benim savaş karşıtı olduğum yeterince anlaşılmış ve hatta belki de yanlış anlaşılmalara gidecek sonuçlara varılmış olabilir. baştan düzeltiyorum o yüzden;

ben pkk'yla masaya oturulsun demiyorum. o köpeklerin hepsinin canı cehenneme. fakat bu kadar şehit vererek hala bi ilerleme kaydedilemiyorsa, o zaman bazı şeyler farklı yollardan halledilebilir. toplum olarak sesimiz çıkmıyor, ancak böyle internet mecralarında kükrüyoruz. dökül sokaklara bakalım, bırak işi gücü. o zaman neler olacak görelim. terör çözülemeyecek derecede karmaşık bi mevzu olamaz, yaptırım gücü olan siyasiler bunu zaten biliyor. ama işte, malum. refah içinde bi Türkiye kimsenin işine gelmiyor, öyle olsa dengeler değişecek çünkü.

demem o ki, her sabah şehit haberi görmekten içimde koca bi boşluk doğdu artık. vatan sağ olsun demek bana çok yapmacık geliyor. şehit olan kardeşlerimizin hiçbiri ve hiçbirinin ailesi bunu hak etmedi. askere çocuğunu göndermeyenlere de laf söylemeye kimsenin hakkı yok.
(bkz: babam sağolsun) demesi gerekir.
(bkz: kız babası)
bedelli askerlik kurumunun değil, zorunlu askerlik kurumunun yol açtığı bir çelişkidir. zira her türk asker doğar mantığıyla hareket edilmeseydi; ne bilimadamları dağlarda can verirdi ne de bazı parababaları gariban kesimin sırtından geçinebilirdi. profesyonelleşmiş ordular daima eğitimsiz yığınlara üstün gelmiştir tarihte. tabi türkiyenin henüz o teknoloji seviyesine ulaşmadığı da savunulabilir, o başka.
kısmen 23 nisan, göreceli olarak 19 mayıs, genel olarak 29 ekim ve 30 ağustos tarihlerinde bağdat caddesinde, ellerinde Aziz vatanımın ay-yıldızlı bayrağını taşıyıp naralar atan güruhtur.

%98'i çakma beyaz türk olan bu güruhun çocukları askere gitmez. parayı verirler bot bile bağlamazlar! usa'da eğitim görürler. çoğu devrimcidir ama! buna yüzyılın devrimcisi tarık akan'da dahildir.

hem devrimci olacaksın hem çocuğun usa'da eğitim görecek. sikimin devrimcileri sizi!

ben hiç şehit cenazesi görmedim bağdat caddesinde.

sonra bayrağı kap gel, yok cumhuriyetmiş yok vatan bölünmezmiş yok büyük önder atatürk'ün izindeyizmiş.

nizamiyeden içeri girmeden vatan sağolsun!!
Bedelli askerlik yapıp vatan sağ olsun diyen kimseyle aynı yüzsüzlüğe sahiptir.
mitinglerinde türk bayrağı sallandıran, hedefi 2023 olan kişilerdir.

çok vatanseverlerdir.