bugün

dunyanin tum dertlerini bosamis aptallarin mutlulugudur.

cocuklar aptaldirlar zaten, bunu bilmeyen var mi? yok! o gerzegimsi, o aptal, o yapmacik hareketler. allahim izleyemiyorum, midem kalkiyor. yapamiyorum. koskoca adamlarin orada tum dunya umurlarinda degilmis gibi program sunmalarini hazmedemiyor bu deli fisek!

dusunun lan, 30 yasindasiniz ve cocuk programi sunuyorsunuz. oyle aptalsiniz yani, berbatsiniz. hayattan umudunuz kalmamis. bitmissiniz. baska hangi insan cocuk programi sunar ki? oyle aptal sorular soruyorsunuz, cocuklar aptal cevaplar veriyor. of allahim, anlatirken bile tuylerim diken diken oldu.

- evet, okan nasilsin?
- iyiiiiim. [ igrenc]
- kac yasindasin?
- ...

afalladi .pne. neden? yasini bilmiyor okuz. of ulan, ne kadar berbat. delirecegim.
çocuk denildiğinde akla, dünyadan haberi olmayan, salak, yaşını bile bilmeyen, küçük hacimli insan yavruları geldiği için program yapımcılarının/yönetmenlerinin, "lan oğlum bunları anca kendileri gibi salakları görmek sevindirir" diyerek ekrana sürdükleri sunucular/çizgi kahramanlar/kuklaların sürekli olarak, nedensizce gülmeleri durumu.

bonus: (bkz: canli yayinda tolga abi ye kufreden hugocu)
olan:

- mulayim bak tilki kardes geliyor.
- oh ne güzel oyunlar oynariz onunla, gel tilki kardes gel.

hakikisi:

- mulayimcim bak tilki kardes geliyor.
- nerden kardesim oluyor o lavuk benim? gelmesin sicarim carkina onun.

el sonuc:

bir nesil susam sokaği ile canına ot tıkattiniz bari diğer nesillerinde canına ot tikamayin behey zeytine de ekmeğede faydasi olmayan ingiliz anahtari kilikli sümbüller.

- oynaya gelin cocuklar el ele oynayin cocuklar.
- gelmeyin cok fena üzerim sizi.