bugün

ifrit eder insanı. siz "iyi günler" diye başlayarak derdinizi anlatmaya tam başlarsınız;

- buyrun nasıl yardımcı olabilirim?
+ iyi günler ben kredi kartımı iptal ettirmiştim de kaybettiğim için, tekrar çıkartacaktınız. ancak bugün bulundu, tekrar aktif edilme durumu var mı acaba?
- tabi efendim hemen cevaplayalım, isminizi öğrenebilir miyim ?
+ saldıray.
- malesef saldıray bey, yapamıyoruz.

bunu söylemek için neden ismimi öğrenmek zorundasın arkadaş? öyle yada böyle her saniye benim aleyhime işliyor.

bazen de ismi inatla yanlış anlarlar ki;

- isminizi öğrenebilir miyim ?
+ ali
- peki halil bey, şimdi....
+ halil değil, ali
- özür dilerim salih bey, şöyle açıklayayım....
+ ali efendim aliiii, hazreti aliii, ali osman, ali cenap, ali cengiz oyunları, burdaki aliiii.

öyle işte. ygs vardı ya bugün, kafayı değiştireyim diye başlık açıcam öyle kısmetse.

edit : vay amk zamanında bu entryi yazmışım, şimdi çağrı merkezinde çalışıyorum.
Muhtemelen insanları Daha iyi karşılamak ve hitap ederken onları motive edebilmek durumu olarak niteleyebiliriz.
Gereksiz gereklilik.
insanlarla konuşurken* isminin sonunda bey, hanım gibi hitap şekilleri kullandığınızda o insanın egosunu okşamış olursunuz. bu yüzden çağrı merkezi çalışanı karşısındakine bu hitap şekillerini kullanabilmek için isimini öğrenmek ister.
karşısındaki kişiye nasıl hitap edeceğini bilmeleri açısından normal olan meraktır. anormal olanı isminizi zaten bilmeleri. insanı paranoyak yapıyor.
(bkz: ne desin mahmut mu desin)
çocuğuna verecek isim bulamayan işverenin başlattığı harekattır.
Karşısındaki insana hitap edebilmek ve şirketin kalitesi açısından sorulması mecbur tutulan bir sorudur. Eğer bu soru sorulmaz ise kalite çağrıyı dinlemiş olduğunda kalite standardı kapsamında görüşme sağlanmadığı için Müşteri Temsilcisinin puanı kırılır ve ay sonunda alacağı prim veya maaşı etkiler. Çağrı merkezinde çalışanların da insan olduğunu unutmamakta fayda var tabi.
güncel Önemli Başlıklar