bugün

selamın aleyküm. ben istanbuldan ebu.
sıcak bir ağustos gününde işten eve gitmek üzere bir belediye otobüsündeydim. kucak dolusu sakalım ve kafamda sarığımla otobüste ilgi odağıydım. bütün kadınların gözünün üzerimde olduğunu hissediyordum. cebimden çıkardığım mendilimle sakalım ve sarığımın yaptığı baskıyla terden sırılsıklam olan yüzümü sildim. derken otobüs bir durakta durdu, yolcu aldı ve yeniden harekete geçti allahın izniyle. az önceki duraktan otobüse binen bir kadın tam karşıma oturmuştu. aman allahım. bu ne güzellikti. etkilenmemek mümkünmüydü. simsiyah çarşafıyla adeta bir nur gibi düşmüştü otobüse. özellikle gözlerinden çok etkilenmiştim. bu düşünceler içinde, otobüs te yol almaya devam ediyordu. hemen yan tarafımızda açık olan pencereden rüzgar esiyo ve biraz da olsa serinlik veriyordu. derken rüzgarın da etkisiyle kadının çarşafı, gözlerinin üstünde ki kısımdan biraz geriye doğru açıldı ve. aman allahım. bu satırları sizlere yazarken bile o an ı yeniden yaşıyormuş gibi hissediyorum. evet. işte tam o anda bir tel saç, çarşafın geriye açılan kısmından aşağı doğru,kadının gözlerinin üstüne doğru süzüldü. işte o anda kalbim yerinden fırlayacakmış gibi hissettim. manzarayı hayal edebiliyor musunuz? kadının saç teli olduğu gibi açıktaydı ve görünüyordu. ama bu duruma otobüste benden başka kimse ilgi göstermiyordu. kimin umurundaydı? ben bu anın keyfini çıkarmaya baktım. yaklaşık 3 saniye süren bu göz banyosundan sonra kadın çarşafını yeniden düzeltmişti. ben de ineceğim durağa gelmiştim bile. bana hayatım boyunca hiç unutamayacağım heyecan ve şehvet dolu dakikalar yaşatan bu kadına şükrettim ve otobüsten indim.
bu haftalık benden bu kadar. bir sonraki hikayem de görüşmek üzere.
(bkz: hoşgeldin harun abi)
geçen gün otobüse bindiğimde ayakta duran kısa şortlu bir kız gördüm. biraz kestim sonra bizi dinden çıkarma lan diyerek otobüsten attım.
(bkz: içeri girdiğimde tesbih sallıyordu)
ve kadının başörtüsü aralandı ....
bu hikaye tamamen yaşanmış ve gerçek bir hikayedir. ben uzun boylu hafif iri ve oldukça yakışıklı bir erkeğim. dudaklarımın üzerinde bıraktığım ince badem bıyığıma gören sadece kızlar değil erkeklerde hasta. herşey mubarek bir cuma gunu başladı. abiler bir defter hazırlamıştı ve buraya gülerek birşeyler yazıyorlardı. aman allahım bu da neydi. abla evindeki kızların adları vesikalık fotoğrafları ve ufak notları. töbe bismillah dedim bre kafirler dedim çektim kılıcı derken defterden bir ışık çıktı adeta. o an beynimden vurulmuşa döndüm. kılıcı cekerken kolum deftere çarpmış defterin sayfalarının arasından jessica albanın fotoğrafı çıkmıştı. bir belgeselde tanıştığım bu huriyi görür görmez vücuduma bir titreme geldi ne olduğunu bilemedim.dehşet vericiydi. hemen gittim abdestimi aldım. ve bu olayı kimselere anlatamadım.
-sen nirenin mahalsindesin guzzum?
+aşa mahalsindenim bey amca. Şeker alıver bağa. Para vircen mi?
-bi 20 lik çalışır guzum.
(Dolmuşta bir yobaz)

-aa, beyefendi ne yapıyorsunuz, lütfen biraz ilerleyin.
+değmemek istiyorsan taksiye bin anam!
-aa, üstüme iyilik sağlık!
+altıma kötülük çamlık anam!
bahıverdim 15 yaşında . ayağı zandalyede yere değiyor. basıverip banganatu alıverdim bastim hoca nikahını .

emme 30 yaş güççük . ama şeyhe sordum icazet verdi.
Birden penyesinin altından kol dirseği göründü. Hemen erkekliğim uyanmıştı...
kopan saç teli üzerinden davetkar bir şekilde yere düştü. aman tanrım didim.