bugün

satılık basının gazladığı "ay birlikte çok ponçiğiz, pek minnoşuz" histerisi içinde adım adım gelen felaket.

muhalefet mi?

o zaten hiç yoktu.

laik, demokratik ve çağdaş bir türkiye ülküsü artık tarih oldu.

genetik olarak değilse bile kimlik olarak "türklük" de andoludan önümüzdeki 50 - 60 yıl içinde tamamen silinecek.

"uluslararası kardeşlik" tarafından dizayn edilmiş tektip bir "islam" kimliği ile donanmış kendisi sömürge, vatandaşları uluslararası sermayenin kölesi bir ülke bırakıyoruz torunlarımıza. çok büyük acılara gebe bir gelecek var bu coğrafyada.

15 temmuzda ne oldu kanka?

15 temmuz abd'nin güdümündeki gülen cemaatine mensup bazı asker ve bürokratlar öncülüğünde ve muhtelif "başka" ideoloji ve dünya görüşündeki kimi grupların katılımıyla girişilen ancak "azınlık" tarafından girişilen bir kalkışma girişimiydi.

ordu içinde büyük bir çoğunluk, emniyet ve bürokraside ise bir kısım insan sadece "bekle ve gör" düşüncesiyle kazananın kim olduğuna emin oluncaya kadar bekledi. darbe girişimi sonrasında bunların pek çoğu yerlerini de korudu. akp'nin hepsini tespit ve tasfiye edebilecek ne gücü ne de istihbaratı var şu anda.

halk sokaklara inip, darbeyi engelledi. demokrasi negzel değil mi?

darbe karşıtı eylem ve edimlerde bulunanlar militan akp taraftarları ve akp'nin gezi sırasında da kullandığı kck tabanı idi. tek bir merkezden sevk ve idare söz konusuydu. bu konuda yerel idarelerin büyük faydası dokundu akp ve erdoğan'a.

fethullahçı kadrolar devletten ayıklanıyormuş. o kadar mesudum ki...

ben de müjgan. pembe panhurlu bir evimiz, boy boy çocuklarımız, adile naşit gibi bir komşumuz, hulusi kentmen gibi bir büyükbabamız da olacak.

ama

şu an açığa alınan ve/veya gözaltına alınan insanların içinde çok sayıda cumhuriyetçi, ulusalcı, milliyetçi de var. listeler en az 2 yıllık. valiliklere gönderilen listelerdeki kimi insanlar son iki yıl içinde ölmüş veya listelerin gönderildiği kurumdan ayrılmış. listeleri kimin hazırladığı meçhul. ancak akp tarafından hazırlanmış olması çok düşük bir olasılık. akp eliyle bir nev'i israil nüfuz alanı haline gelen ve bürokrasisi türkiye cumhuriyeti dışı güçlerce istihdam, tayin ve tertip edilen doğu ve güneydoğu anadoluda ülkenin geri kalanına göre çok az görevden alma ve tutuklama var. fethullahçı/amerikancı avı olduğu doğru ama operasyon bunlarla sınırlı değil ve tüm türkiyede aynı yoğunluk yok.

kılıçdaroğlu ve bahçeli demokrasiye sahip çıktı ama...

(bkz: yaw he he)

"nato'nun libyada ne işi var?" diye atarlanan tayyip efendi patronları türkiyeyi libya operasyonuna zorla dahil edince geri vites atıp, bir kaç gün insan içine çıkmamıştı. işte tam o sırada kılıçdaroğlu, hem de bir pazar günü muhabirleri toplatıp, "hükümetin libya politikasına sonuna kadar destek vereceğiz" diye açıklama yaptı. kılıçdaroğlu bu açıklamayı yaptığında henüz akp'den bile resmi bir açıklama gelmemişti. aynı kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı seçiminde "diploma" sorunu yüzünden tayyip'in adaylığına karşı çıkmak yerine tabanından sikseler oy alamayacak fırıncı ekmel'i aday gösterip, başka bir aday göstermeye yeltenecekleri de partiden ihraç ile tehdit etti (demokrasiye gel). açılım yasalarını, hatta ohal kanunu iptal için anayasa mahkemesine gitmek yerine kafasını öte yana çevirdi. yerel yönetimlerde işlenen ekonomik suçlar için hapis cezasını ortadan kaldıran yasa için akp'ye destek verdi (dolayısıyla erdoğan'ı ve ortaklarını belediyelerdeki suçlardan dolayı hapis tehlikesinden kurtardı). bunlara benzer onlarca örnekten sonra elbette erdoğan'a verdiği desteği yadırgamak mümkün değil. yenikapı mitinginde kurulan diktayı kutsama töreni yapılırken erdoğan'ın yanı başında sırıtması demokrasi aşkından değil patronlarının isteklerini yerine getirmiş olmanın keyfi yüzündendir.

bahçeli'ye gelince;

kendisi zamanında abdullah gül'ü cumhurbaşkanı seçtiren ve açılım yasalarını anayasa mahkemesine götür(e)meyen bir mhp gördük. bu ayıp insanı mezarda bile yalnız bırakmaz. erivanda bir partilideri bir türkün ermenistan cumhurbaşkanı seçilmesine yardım etse kimbilir hakkında neler konuşulurdu...koltuğunda kalabilmek için bopçu, sorosçu dinamiklerin sözünden çıkmamayı tercih etmiştir her zaman.

akp fetocuları duman edecek...

hepsini değil..

mehmet şimşek, ahmet davutoğu, sadullah ergin, ali babacan gibi isimler başta tüm sülalesi cemaatle sıkı ilişkiler içindeki bülent arınç yada cumhurbaşkanlığı döneminde cemaatle çok sıkı fıkı olan abdullah gül gibilerine bir şey olmayacak elbette.

cemaati çok beslemiş kimi meşhur belediye başkanları da bu işten hasarsız çıkacaklar.

demokrasi = erdoğan ve ortaklarının bekası mı?

(bkz: devam edecek)