bugün

havanın kararmasına az kalmışken, yağan yağmurun altında müzik dinleyerek yürümeyi tek geçerim.
gözyaşları yağmura karışıyorsa tadından yenmez.
düşünmeye ihtiyaç duyulan anlardır.
rahatça yayılarak otuzbir çekilen anlardır. seks seks nereye kadar ? otuzbir de zevkli şey.
her zaman.
evde anadan doğma üryan gezebildiğimiz anlardır.
eline kalemi kağıdı alıp da yazı yazdığın o an. sıçtımın klavyesi de yalnızlık düşmanı ve asla aynı aşkı tattırmıyor. kağıdın üstünde cızırdayan kalemin sesini tık tık tuş sesine milyon kere tercih ederim.
şehirden ayrılıp tatile gidildiğinde karşıda deniz olduğu halde denizden gelen rüzgarın yüzü yaladığı anlar.
yoğun bir arkadaş çevresinde geçirilen belli bi vakitten sonra, şöyle bebek de ki banklara oturup kulaklarını suyun ritmine gözlerini ufuklara emanet etmek, işte bu o andır.
çoğunlukla gece yaşanan anlardır.
her daim yalnız olanlar için olmayan anlardır.
gecenin zifiri karanlığında dışarda yağmur sesinden başka ses yokken elde sigara içli içli gezilen anlardır. o an leyla gelse istemem, bozmasın bu anın büyüsünü.
sinema sistemi, patlamış mısır, kola ve seçilmiş harika bir korku filmini, yalnız başına izlemenin o an verdiği tatlı anlardır.
sevdiğinin hayalini kurmadığın anlardır. hayal varsa asla yalnız olamazsın.
günün ortasında tam tatlı uykudayken. Uyandırıcak bi sevgilinin olmaması o tatlı anlardandır. Aynı zamanda tek izinli günde pinekleyebilecegin anlardan da biridir.
Şimdi farkettim de bir ayı gibi hapsurmak.
şafak vakti elinde kahveyle temiz havanın, sessizliğin, sokakların kimsesizliğinin farkına vardığın anlar.
uyurken mesala. malak gibi yayiliyosun yataga. yorgani ceken yok asagi iten yok.
güncel Önemli Başlıklar