bugün

kendisinin türk olduğunu sanan arap asimilasyonuna uğramış bir sığırdır.

selçuklu'ya kadar tüm türk başbuğlarının ekseriyetle saçlarının uzun olduğunu bilmez.
başıma gelmiş olaydır.
sokağımızın sonunda adı malik olan orta yaşlı bir amca oturur. bu amca kafayı dinle bozmuştu o aralar. bir gece dışarıdan gelen feryat figan seslerine uyanıp sokağa fırladık. efendim bu zat-ı muhterem çocuğunu kesmeye çalışmış meğerse. karısı da çocuğu kapıp dışarı fırlamış.
anlaşılamaz şekilde ''ismail geldi. rüyama girdi. kurban dedi.'' diye bağırıyor. zor almışlar çocuğu elinden.
neyse efendim konuya gelelim. adana depremi oldu. biz sokak sakinleri sokakta oturmuşuz sohbet muhabbet çay içiyoruz. evlere giremiyoruz tabii. baktık bu amca sokağın başından bağıra bağıra geliyor. şu şöyle oldu'da bu böyle oldu'da. yanımızdan geçerken parmağını bana uzatıp ''yeğenim böyle saç uzatırsa, diğeri böyle giyinirse yıkılacak bu şehir'' dedi. babam sigarasından derin bir nefes çekti ''malik senin belanı sikerim, sen önce kendi kızlarının giyimine bak. daracık kotlar, kısa etekler falan. onların yüzünden olmasın sakın bu deprem?'' deyince malik emmi motoru yaktı tabii. parmağı havada kaldı. adam az kalsın depremi üzerimize yıkacaktı amk.
saç ile küpe ile yozlaşma olmaz beyler.
ona göre araplaşmak medenileşmektir. e o zaman ingiltere ye değil arap ülkelerine gitsin.