bugün

benim gibi olanların durumu. özellikle sivri burun ayakkabı giymek çok zor oluyordu benim için.

hatırlarım, ilk iş görüşmeme gidecektim. tabi oldukça iyi giyinmek falan lazımdı. o zamanlar arabam da falan yok, ya taksi ya da otobüs. neyse bindim otobüse, geçtim boş bir koltuğa. o zamanlar uzay marka otobüsler vardı, koltukları böyle kenarlarda olan tiplerden. neyse, maltepeye kadar gidicektim. allahım, hiç aklımdan çıkmıyor, her yolcu bindiğinde geçmek için müsade istiyor. ayaklarım bildiğin o holde köprü gibi olmuştu. neyse bi müddet sonra o tıkış tıkış otobüsten indim ve baktım üstüme.... ayakkabıyla sanki trekking yapmışım gibiydi.

işte o gün bugundur hala işte gündelik ayakkabılarımla gidiyorum. patron istediği kadar ciddiyetsiz desin, ama bu kalıba öyle ayak düşünce ayakkabı seçimi de farklı oluyor insanın. kaldırımda yürürken takılan insanlar olsun, kapıdan tam girerken yol verdiğin bayanın ayağına basması olsun, merdivenlerden çıkarken ayağının kayıyormuş hissiyatı vermesi olsun... gerçekten böyle yaşamak çok zor.