bugün

"Unutmak kelimesi undan çıkmış. Bildiğimiz un yani, hamur işi, öyleymiş. Unutmak için un ufak etmek gerekiyomuş. Birini bütün olarak unutamazmışsın zaten, öyle pat diye unutamazmışsın. Öyle yavaş yavaş gidermiş, yavaş yavaş unuturmuşsun. Gözleri, kaşı, burnu ile kulağı, sesini yavaş yavaş. Unuttuğun zaman da o kişi olmazmış. hatırlamazmış. Sonra unuttuğunu unuturmuş. Ben unutmak istiyom la. Her gün ne zaman unutcam diye soruyom kendime, her sorduğum zaman da her şeyi yeniden hatırlıyorum ben, daha net. Unutamıyom ben."

şeklinde devam eden behzat ç.'nin unutmak tanımı. daha önce şule behzat ç.'ye anlatmıştır.

http://www.youtube.com/watch?v=DOGVjCbuFmI
Unutmak için un ufak etmek gerekiyormuş. Bi insanı öyle hemen unutamazmışsın,önce gözleri sonra sözleri ağzı burnu kokusu dokusu sırayla yavaş yavaş unuturmuşsun.
yanlış olan düşüncedir. unutmak kelimesi "uuu beybi"den çıkmıştır. "uuu beybi" derken "uuu nedemek" diye sora sora buraya kadar gelmiştir insanoğlu.
tek başına behzat ç.'yi efsane yetmeye yetip artacak tanım.

ayrıca haklılık payı da çok yüksektir. her ne kadar unuttum derseniz deyin; unutulmaz, unutulmuyo işte. sadece o'na karşı beslediğiniz duyguları un ufak ediyosunuz ama içinizde biyerde bir şeyler kalıyo.

unutmak için onu unutma ihtimalini unutmak gerek sanırım.
Ağaç kelimesinin ağmaktan geldiğini öğrendiğimden beri hiçbir şeye şaşırmıyorum.
efsane bir repliktir.
görsel