bugün

başlığı bir de böyle yazarsam daha anlaşılır olabilir: umumi tuvaletteki "o boku ben bırakmadım" endişesi. bak iki tane tırnak işareti neleri değiştirdi.

saat 17.03: otobüsten iniş.
saat 17.06: koştura koştura, koştukça daha da sıkışa sıkışa terminal tuvaletini buluş.
saat 17.07: ohha! boka bak len! hey yavrum, analar ne yiğitler doğuruyor be! ulan başka boş tuvalet de yok. girsem mi? aha akmak üzere.
saat 17.09: bana mutluluğun resmini yapabilir misin üstad? tabii, çok kolay. işeyen bir adamın yüzündeki ifade. budur.
saat 17.10: çok şükür be. lakin dışarısı tuvalet sırası bekleyen adamlarla dolu. çıkarsam, şu patlıcan biçimli boku benim bıraktığımı sanacaklar. beklesem? nereye bekliyon hacı. kaç saat bekleyebilecen?

böyle bir şey işte sözünü ettiğim endişe. suçlanmak. suçlar bakışlarla 'hamuna koduumun ayısı, tuvalet deliğini tutturmaktan aciz kocagöt' diye arkandan konuşulması. of of of! allah düşmanıma vermesin bu derdi. tuvaleti temizlemek mi? olabilir. ama elin adamının bokunu temizlemek? off iki ucu boklu değnek.

evet, içinde bol miktarda bok barındıran bir entry oldu.