bugün
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı74
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı9
- anın görüntüsü32
- ya tarkan da ölürse9
- b'u r c u12
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur16
- metin arolat31
- klarnet calan sarapci koala 69
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- ctrlx9
- neden sürekli kabız oluyorum14
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri10
- narin güran17
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın12
- bel çevreniz kaç cm12
- bimde çalışanda akıl var mı13
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- siber güvenlik başkanlığı9
- sudekiray12
- sağ yan ağrıması8
- menuet13
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- geçmiş olsun menuet13
- arkadaşlar beni neden insta'dan takip etmiyorsunuz12
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz11
- notaların cinsel ilişkiye girmesi10
- derbi sonrası mourinho'nun istifaya davet edilmesi11
- zafer partisi8
- uludağ sözlük discord grubu12
- sahilde eğlenen suriyeli genç erkek kardeşlerimiz14
- sözlükte tek destekçimin true olması8
- kuresel ikinma'nın ne biçim yetkili olması11
- çekrekliğe bi vursak yüzde 75i boşa gider10
- türk sevmeyip afgan ve suriyeli seven yazarlar17
- bana aşık yazarlar15
- kuresel ikinma'ya yetkili diyen zavallılar10
- gocu silik yesin kampanyası15
- doritoslu çiğ köfte16
- menuet'in çok gergin ve sinirli olması9
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna9
- gocu isimli küfürbazın çaylak olması10
- eve çağıran erko21
- umut halil icardi9
- türkiyede neden herşey pahalı8
- bir kadın sizi takip etmeden storynize bakıyorsa12
yazıyı kısmen aktarıyorum..
Neyse, gelelim asıl konumuza... Ülkü Ocakları'nı kimin ve niçin kapatmak istediğine... Yukarıda da izah etmeye çalıştığım gibi 1997 sürecinden beri Ülkü Ocakları çeşitli kereler maalesef, polisin "çete" operasyonlarına maruz kalmıştır. "Çete kurmak, tahsilat yapmak" gibi suçlardan yargılanmak, ülkücü hareket mensuplarının kabul edebileceği bir şey değildir. Bu tür operasyonlar gündeme geldiğinde, "Ocaklar niye denetlenmiyor? Devlet Bey neden bazı Ocaklarda ayyuka çıkan başıbozukluğa müdahale etmiyor?" sorularına cevap bulunamadı. Ancak, cevaplar bugün artık ortaya çıkmıştır. Her geçen gün "merkez partisi" hüviyetine getirilmeye çalışılan MHP'nin, Ülkü Ocakları gibi bir kuruluşa ihtiyacı yoktur. Milliyetçi, Türkçü karekterinden vazgeçen bir "merkez partisi"nin böyle Ülkü Ocakları gibi ideolojik örgütlenmesi olamaz. Dr. Devlet Bahçeli ilk fırsatta bunun gereğini yerine getirip Ülkü Ocakları'nı kapatacaktır. Dr. Devlet Bahçeli, yaşanan süreçte Ülkü Ocakları'nda ortaya çıkan olumsuzluklara bilerek müdahil olmayıp yaklaşık 10 yıl boyunca "şartların olgunlaşmasını" beklemiştir. Bu uzun bekleyiş neticesinde bir taşla iki kuş vurmanın hesabını yapmıştır. Ülkü Ocakları'nın suç ve çete kavramlarıyla anılmasına özellikle sessiz ve seyirci kalmıştır. Ülkü Ocakları'nı kapatmaya kalkacağında tabandan itiraz ve tepki yerine, "iyi ki kapattı. Bu Ocaklar partiye ve davaya zarar veriyordu" dedirtecek ortamın oluşmasını sağlamak için böyle bir yol izlemiştir.
Dr. Devlet Bey, bu operasyonu gerçekleştirirken sadece Ülkücü tabandan değil, toplumdan da "takdir" beklemenin planları içindedir. Bu icraatıyla toplayacağı takdirlerin partisinin "merkez"deki yeni yerini pekiştireceğinin hesabını yapmaktadır.
* * *
Dr. Devlet Bey, direksiyonuna oturduğu MHP otobüsü ile "siyasetin merkezine" doğru seyahatini sürdürüp yola devam etmekte. Son durağa gelindiğinde yolculardan kimse, "Bizi nereye getirdin yahu?" diye kızmasın. Çünkü Dr. Devlet Bey, yola çıktıktan sonra açıkça söylemese de nereye gittiğinin işaretlerini verip durdu. Bunları da bir başka yazımızda ele alırız. Ama işaretten mişaretten anlayan kim? "Dava bizim" deyip bu otobüse doluşanlar, kaptanın kafasına göre takıldığını henüz farketmiş değil...
haberin detayları için
(bkz: http://www.yenicaggazetes...tr/haberdetay.php?hit=508)
eklenti: ya arkadaşım bak bakalım bir tane kişisel yorum içeriyor mu yazdıklarım. gündemden haberdar olalım diye başlık açıyoruz, okumadan etmeden ona bile saldırıyorsunuz yuh..
Neyse, gelelim asıl konumuza... Ülkü Ocakları'nı kimin ve niçin kapatmak istediğine... Yukarıda da izah etmeye çalıştığım gibi 1997 sürecinden beri Ülkü Ocakları çeşitli kereler maalesef, polisin "çete" operasyonlarına maruz kalmıştır. "Çete kurmak, tahsilat yapmak" gibi suçlardan yargılanmak, ülkücü hareket mensuplarının kabul edebileceği bir şey değildir. Bu tür operasyonlar gündeme geldiğinde, "Ocaklar niye denetlenmiyor? Devlet Bey neden bazı Ocaklarda ayyuka çıkan başıbozukluğa müdahale etmiyor?" sorularına cevap bulunamadı. Ancak, cevaplar bugün artık ortaya çıkmıştır. Her geçen gün "merkez partisi" hüviyetine getirilmeye çalışılan MHP'nin, Ülkü Ocakları gibi bir kuruluşa ihtiyacı yoktur. Milliyetçi, Türkçü karekterinden vazgeçen bir "merkez partisi"nin böyle Ülkü Ocakları gibi ideolojik örgütlenmesi olamaz. Dr. Devlet Bahçeli ilk fırsatta bunun gereğini yerine getirip Ülkü Ocakları'nı kapatacaktır. Dr. Devlet Bahçeli, yaşanan süreçte Ülkü Ocakları'nda ortaya çıkan olumsuzluklara bilerek müdahil olmayıp yaklaşık 10 yıl boyunca "şartların olgunlaşmasını" beklemiştir. Bu uzun bekleyiş neticesinde bir taşla iki kuş vurmanın hesabını yapmıştır. Ülkü Ocakları'nın suç ve çete kavramlarıyla anılmasına özellikle sessiz ve seyirci kalmıştır. Ülkü Ocakları'nı kapatmaya kalkacağında tabandan itiraz ve tepki yerine, "iyi ki kapattı. Bu Ocaklar partiye ve davaya zarar veriyordu" dedirtecek ortamın oluşmasını sağlamak için böyle bir yol izlemiştir.
Dr. Devlet Bey, bu operasyonu gerçekleştirirken sadece Ülkücü tabandan değil, toplumdan da "takdir" beklemenin planları içindedir. Bu icraatıyla toplayacağı takdirlerin partisinin "merkez"deki yeni yerini pekiştireceğinin hesabını yapmaktadır.
* * *
Dr. Devlet Bey, direksiyonuna oturduğu MHP otobüsü ile "siyasetin merkezine" doğru seyahatini sürdürüp yola devam etmekte. Son durağa gelindiğinde yolculardan kimse, "Bizi nereye getirdin yahu?" diye kızmasın. Çünkü Dr. Devlet Bey, yola çıktıktan sonra açıkça söylemese de nereye gittiğinin işaretlerini verip durdu. Bunları da bir başka yazımızda ele alırız. Ama işaretten mişaretten anlayan kim? "Dava bizim" deyip bu otobüse doluşanlar, kaptanın kafasına göre takıldığını henüz farketmiş değil...
haberin detayları için
(bkz: http://www.yenicaggazetes...tr/haberdetay.php?hit=508)
eklenti: ya arkadaşım bak bakalım bir tane kişisel yorum içeriyor mu yazdıklarım. gündemden haberdar olalım diye başlık açıyoruz, okumadan etmeden ona bile saldırıyorsunuz yuh..
güncel Önemli Başlıklar