bugün

atsız adlı kafatasçı hitler çakması şahsın; atsız mecmua'nın 15 eylül 1931 tarihli 5. saysında netlik kazandırdığı bakıştır. atsız'a göre kentte yaşayanlar(gerçi o şehir diyor) birer asalaktırlar ve köylünün sırtından geçinmektedirler. kendisi aynen şunu belirtmiştir;

"efendilerimiz harabelerde yaşar, onun ücretli hizmetçileri büyük şehirlerin sakinleridir"

aklı sıra m.kemal'e göz kırpıyor.

yine nusret köymen adlı kafatasçı şahıs bozkurt dergisinin 1940 tarihli 4. sayısında hitlervari söylemlerinden bir tanesinde şunu belirtmiştir;

" şehirler kozmopolittir. oralarda çokluk, kanı ve kafası bulanmış insanlar oturur. halbuki şehir köylünün getireceği taze ve temiz türk kültürüne ne kadar muhtaçtır"

iyi de anlamadığım nokta türkiye'de hangi köyde türk kültürü yaşanıyor. türk kültürü sadece göçebe yaşayan yörükler, sarıkeçililer gibi kabilelerde özüyle yaşanmaktadır. arkadaş köy diye orta asya bozkırlarını kastediyor olsa gerek.

atsız, köymen, nisari gibi türkçü-faşist ideologlar; sanayileşme, kentleşme ve benzeri olgulara "kanımız bozulacak" diye karşı çıkmışlardır. işte bu yönüyle köy-kent anlamında m.kemal'den ayrılmışlardır.
kentlerin kürt, çerkez, yahudi kaynaması fakat köylünün ne olduğunun belli olmasından ötürü doğru bakıştır. köyünde herkes türktür, yörüktür. şehirde kimin ne olduğunu anlayamazsın.