bugün

su problemi ile yüzyüze kalan ortadoğuda türkiye'nin su kaynaklarının önemine ilişkin tespittir.

dünyanın enerji krizinden kaynaklanan ve doğal olarak petrole olan
ihtiyacı artıran bir süreç içerisinde olduğu muhakkak. hatta bu uğurda abd 1991 yılındaki 1. körfez savaşı'ndan sonra filmin ikinci perdesini de gündemde tutmakta. zaten abd eyaleti olarak kabul edilmesi gereken bir suudi petrolünü elinde tutan abd, ilk körfez krizinde kuveyt'i de kendisine bağlamıştı. önce saddam'ı yaratan abd sonra kendi zehrini bulaştırdığı kuveyt'e panzehir karşılığında petrol politikasına müdahele hakkı kazandı. ama görünen o ki, maalesef petrol açlığına yetişmek, büyüyen abd sanayisinin petrole olan ihtiyacını durdurmak mümkün değil. şimdi sırada ırak'ı üçe bölmek ve petrolü tek devlet sınırları dahilinde tutarak ağır ağır aynı taktiği uygulamak yönünde çalışıyor. nedir bu taktik? kuveyti saddam ile korkutan abd şimdi de kuzey ırak'taki liboş yönetimi türkiye sopası ile korkutarak kendisine bağlamış durumda.

peki türkiye'nin silahları var mıdır? varsa nedir?

onlarca madde sayılabilir burada şimdi ama su gibisi yok sanırım...düşünün elinizin altında bir asi,bir , kura, bir çoruh, bir fırat, bir dicle... saniyede binlerce metreküp suyu bağrından çıkaran anadolu ve bu anadolunun bu silahını kullanamaması.

gap bir adımdı bu yolda. baraj ile hem elektrik üretimi, hem de sulama ve devamında gelişmesi beklenen tarım arazileri, kalkınması beklenen bir coğrafya. ne oldu sahi gap'a? israil'li zenginlerin çevresinden binlerce hektar arazi aldıkları gap ile ilgili ümit verici bir gelişme yok mudur acaba?= yoksa bu haberlerin çıkması engellenmekte midir bir kısım medya tarafından...

peki dünyanın gözünde su ne kadar önemli? hani zenginliğimize ne gözle bakılıyor bir baksak...

efendim bu ülke bir kemal derviş gerçeği yaşadı,iyi kötü bir dönem kapandı. ama kemal aga durmadı türkiye'den ayrıldıktan sonra; BM Kalkınma Programı başkanı oldu...ulusça göğsümüzü kabarttı(!). medyamız günlerce olayı gündemde tuttu. ama şimdilerde ses yok kemal aga'dan ve medyadan. hiçbir iş yapmıyor mu acaba ? yapıyor ama medyada kendisine yer bulamıyor aganın icraatları. mesela başkanı bulunduğu kurum bakın nasıl bir rapor yazmış...

"gelişen dünyanın en önemli ihtiyaçlarından birisi olan suyun önemi artık daha iyi anlaşılmıştır. temiz ve kullanılabilir su ihtiyacını karşılamak için her ülke üzerine düşeni yapmalıdır...bu konuda türkiye maalesef özellikle fırat ve dicle konusunda son derece yanlış tutum içerisinde. suyu insanlığın bir malı olarak kabul etmesi, ve komşuları ile bir uzlaşı sağlayarak suyu adaletli kullanımına yardımcı olmalıdır. hatta fırat ve dicle tüm insanlığa mal edilerek, "uluslararası su" olarak kabul görmelidir."

birkaç cümle ile açalım. kemal aga diyor ki" ey türkiye! fırat ve dicle babanın tabulu malı değil. suriye ile kuzey ırak'taki yaşayan insanlar ile suyu onları da memnun edecek şekilde paylaş...hatta müsade et burası uluslararası bir bölge olsun...ihtiyacı olan gelsin kovasını doldursun gitsin...tabi israil'de...

kemal aga...türkiye seninle gurur duyuyor...(!)