bugün

ben türk kadının suyla, denizle tanışması konusuna değinmek istiyorum.

bildiğimiz gibi, osmanlıda kökten bazlı radikal değişikliklerin yapılması, 19. asra rastlar. öncesinde daha içe kapanık ezoterik bir toplum vardır. en çok da kadınlar bundan etkilenmişlerdir. türk kadının suya girmek, rahatlamak, bronzlaşıp elif şafak okumak gibi aktivitelere girmesi için, asırlarca beklemesi gerekmiştir.

her ne kadar evliya çeleb Nin 17. asra ait seyahatnamesinde, "bağrını açan izmirli kadınlar denize girip çıkarlardı yaz güneşi altında" dese de, ekseri manada kadınlarımızın suyla tanışması, 19. asrın ortalarında ve bilhassa cumhruiyet döneminde açılan, istanbul deniz hamamlarının faaliyete geçmesine rastlar. öncesinde su ve denizle kurulan bağ, sarıyerde sandalla gezinti yapmak ve dereye inip çamaşır çitelemekten ibarettir.
plaj kültürünün öncüsü deniz hamamları pilot olarak istanbul alınarak başlayıp, kadın ve erkek olmak üzere ayrımıştı. eğer denize girerseniz de, sizi insanların duyabileceği bir mesafede yüzüyor olmanız gerekiyordu. hem, dışarıdan da görülmeyen hamamlar, her kesim için rahatlık vericiydi.

bu atılımla birlikte başlayan alafrangalık, kendisini tatil kültürü yerleştirme hususunda da göstermiştir. mayo ve ii. harbi takiben bikini adasından esinlenilerek isimlendirilen bikininin giyilmeye başlanmasıyla da, hit yapmıştır.