bugün

türk dizilerinde sıkça rastladığımız, ve hatta zaman zaman illallah durumuna getiren, sağımızdan solumuzdan geçen kurşunlar ve bu kurşunları sıkan gerizekalıların aşklarıdır.

sözlükte rastladım da, yerli dizi izlemeyen türk genci diye bir başlık gördüm. her tür dizi sevdalısı yazmış. ancak şu var ki, ben türk dizilerini sevmiyorum, ha şu var izlemiyor muyum? izliyorum. şu yeni moda, ama artık aşktan başka bir zımbırtı göstermemeye başlamış olan öyle bir geçer zaman ki adlı diziyi izliyorum, ki o da kabak tadı verdi.

türk insanı sabit fikirlidir çoğunlukla, belli şeylere güler, belli şeylere ağlarlar, damar yönleri bellidir. bizim milletimiz de aşkı seviyor ve sağa sola sıka sıka gezen paltolu beylerden hoşlanıyor. e böyle olunca da ya mafya dizisi, ya aşk dizisi, ya da daha hardcore olarak, kombo aşk-mafya dizisi çekiyorlar.

e sorarım size, ben neden türk dizisi izleyeyim?

yabancı dizilere bakıyorsunuz, korku, tarihi, aksiyon, komedi, dram, bilimkurgu, ve hatta bunların komple kombosu ve sayamadığım onlarcası var. seçenek çok, bizim ülkemizde neden yapılamıyor sorusunu soruyorum. para mı? geçin bunu, emin olun deli gibi bütçe ayırabilen yapımcılar var. iş basit, türk insanı beğenmez de kazanamayız diye yapmıyorlar.

zaten bunca süre orijinallikten uzak, kurgusu güzel dizi yapmaya yapmaya körelmişler, 20 25 yıl boyunca sağlam türk dizisi gelmez.

ama önümüzdeki yıllarda gelecekleri söylüyorum,

kurtlar vadisi: mars invasion *
kurtlar vadisi: gods of arena *
ezel: sıka sıka geliyorum *
adanalı: acısız olmaz *
arka sokaklar: çöp bırakmayın *
doktorlar: asistanıma kaydım *
at avrat silah üçlüsünden ileri gelmektedir.
modern çağda at-avrat-silah üçlüsü spor araba-manita-kurşun olarak karşımıza çıkmakta.