bugün

bir türlü anlaşılamayan olaydır.

ya abicim şimdi arkada ki tıfıllar sırayla bir sürü topu bizim artist abilere atıyorlar, bunlar önce o topları sırayla tutup üçünü beşini ellerinde biriktiriyorlar, sonra sırayla her birine yarım saniye bakıp bakıp geri o aynı tıfıla atıyorlar, yani üstelik atarken tıfılın yüzüne falan bakma da yok, ite kemik atar gibi atıyorlar.

şimdi yani, ulan orası koca roland garos, oraya top alırken, bir iki tane iyisini araya katıp geri kalanı çin malı çakma top mu dolduruyolar ki sen bakıyon bakıyon birini seçip oynuyon, hayır tüm maçı o topla oynucak olsa anlıyacam seçme derdini, muhtemelen bir servis sonra o beğenmeyip, ite kemik atar gibi attığın toplardan biriyle oynucan s.ke s.ke, ne kasıla kasıla şeçiyo triplerine giriyon da, bizi de geriyon burda a.ına koyayım.

not: oh be rahatladım, kim demiş sadece futbol seyrederken stres atılır diye.
nasıl bir topa vurduklarını inceler tenisçiler.
(bkz: top) işte yuvarlak.