bugün

geçenlerde, çok değil birkaç ay önce bir şark ilimizde, amca oğullarının tecavüzüne uğrayan kızcağıza, aile meclisinden "kendini vursun" diye karar çıkartılıp, kızın da göz göre göre ahırda intihar etmesini sağlayabilen ve seyredebilen,en kötüsü de kanıksayan ülkedir.

ortalama üç beş ayda bir aile meclisi kararı sonucu infaz edilen kızlar, bahçeye gömülüp, üstü betonlanan zavallı ama zavallı kızcağızlar ülkesidir burası...

bunların hiçbirine pek de ses etmeyenler hatta töre diye için için destekleyenler, bir üniversitedeki bir zırtapozun yaptığı işi milletin namusuna endeksler.. buna karşı çıkmayanlar namussuz demeye getirir...

o tuzu kuru lavuğun kişisel mallığından bana ne lan...asıl namussuzluk yukarıda sayılan ve bu ülke gerçeği olan durumlara ses etmemek namussuzluktur...

benim tecavüzcüm iyidir mantığına sahip olan piç namussuzdur.
malesef türkiyedir. o kıza ceza kesen, suçluların rahatça gezmelerini sağlayan güzel ülkedir. benim ülkemdir. sevmemek için hergün yeni bir bokun çıktığı ülkedir.
tecavüzcülere verilen ceza önemli değildir, yeterki tecavüzden hapse girdiğini hapishanedekiler öğrensin. gerekli ceza orada veriliyor. her cezayı kanun verecek diye bir şart yok.
aynı ülkede, aynı kız intihar etmezse tecavüzcüsüyle de evlendirilebilir ve maalesef o ülke hala türkiye'dir.
mesele namus meselesi olduğu için uygun bir tekliftir. ne yapacaktık? veled-i zina'nın doğmasına izin verip, elin p.çini mi besleyecektik?
Türk'ü türk yapan vicdanıdır, birkaç kendini bilmez böyle söyledi diye bu türkiye'ye mal edilemez...
(bkz: doğuda intihara zorlanan kadınlar)
bir gazetede okumuştum, yabancı kaynaklı bir yazı. en çok milliyetçi söylemlerin duyulduğu ülke türkiyeymiş.ama aynı zamanda en fazla yolsuzluğun yapıldığı yer de türkiyeymiş.

bu yazıyı okuyunca aklıma geldi birden.ne de olsa en fazla haktan hukuktan dinden imandan bahsedilen yer benim güzel ülkem.

kadına pozitif ayrım bu olsa gerek.