bugün

yaşanmış bir hikayeden alıntıdır.

trabzon'un araklı ilçesinin bir köyüne elektriğin ilk kez ulaşmasının ardından elektrik hatlarının bağlı olduğu evlerin bir anda modern ve köyde kıskanılası evlere dönüşmesiyle başlar hikaye. hanelerin birinde elektrik hattı vardır ancak olması da pek birşeyi değiştirmemiştir. kablolar, prizler, ampuller evde dekor gibidir o yıllarda.

arkadaşımın dedesinin evi de elektriğin geldiği şanslı ve zengin evlerden biridir. günün birinde başka bir köyden yaşlı bir misafir kabul ederler. o yıllarda bir yerden bir yere gitmek çok zordur ve yaşlı amcaların uğrayıp konaklayabileceği birçok arkadaşı ve hanesi vardır. gel gelelim akşam sohbetler edilir, yenilir içilir ve yatma saati gelir. yaşlı amcamıza bir oda ayarlanır ve amcamız odasına davet edilir. odaya giren amcamız yatağa uzanır ve yüzü tavana ilk kez döner. tavanda dikkatini çeken bir şey vardır. o şey bir adet 30'luk ampuldür. ampule bakar ve şaşkınca sorar:

- la havurdan aşşaaya daşşaaam gibi asılan nedır?

işte o günden bu güne türkiye çok değişti. ülkenin kazandıklarından çok kaybettiklerini konuşur olduk. o gece ampule şaşkınlıkla bakan amcamızın çocukları ve torunları şimdi büyüdüler. 12 haziranda seçmen kağıdında görecekleri ampule nasıl bakacaklar çok merak ediyorum.