bugün

1800'lu yillarda Percy bysshe shelley'nin yazdigi ve sonradan götüne girmiş olan bir eserinin ismidir. The necessity of atheism. Bu kitap yuzunden oxford universitesi'nden atilmistir. neyse ki ortacag doneminde yasamamis. Kaziga baglanip yakilarak mi, zindanlarda curuyerek mi, yoksa giyotinle kafasi ucurularak mi olurdu sonu emin olamiyorum. Su an oxford unoversitesinde shelley memorial adinda bir anit var. Bu anit belki de shelley'e bir ozur niteligindedir.
materyalist düşünce için bir gerekliliktir. materyalist felsefeyi mantıklı buluyorsa birisi, ona göre ruh yoktur ve bilinç vardır. hatta bilinç de maddedir. tüm evren maddeyse ve tüm maddeler fiziksel yasalardan etkileniyorsa bilincimiz de etkilenir. böylece tanrı ihtiyacı - orjin- gerekliliğini yitirir. her şeyin madde olduğu bir evrende tanrı olamaz, ve bu gereklilik midir evet. materyalizm varsayımdır- maddesel evren-, tinsel düşünce akımları da varsayımlar üzerine kurulmuştur, felsefi olarak kesinlikle tam olarak kanıtlanamazlar ve çürütülemezler. bu yüzden bu tür konular üzerinde kesin konusmamak gerekir.
(bkz: ahıret günü götümüze girecek entryler)
gereklilik değil; kişinin inanç özgürlüğünün mevzu bahis olduğu durumdur. gereklilik aciliyet gerektirir. hiç kimse hayatının hiç bir döneminde 'bu aralar tanrı'ya inanmama gereği duyuyorum.' demez. hele hele bu durum *toplum bazına indirgenemez ki bu özgürlük platformu değil gölgede kalmış beyinciklerin tekeline girer. inanç sistemleri opsiyoneldir.
din ve vicdan özgürlüğü tabiki yadsınamaz. fakat insanın din secme ya da hiçbir din seçmeme inanmama özgürlüğü hangi bakış açısıyla gereklilik olarak adddedilebilir işte burassı anlamsız. yani hem seçme özgürlüğünden bahsedip hem de gereklilik kavramının kullanılması bir nevi insanlıktan bahsedip hayvanlık yapmak gibi bir şeydir. x olmalı diyip y yi x e eşitlemeye benzer. herkes kendi inancını kendi içinde yaşar ve ya yaşamaz. inanç diyorum çünkü inandığı şey din de olabilir inanmamak da olabilir her halükarda birşeye inanıyordur. bunu bir kenara koyalım. sonra kimse kimseye burada birinin inandığı veya inanmadığı bir şeyi zorla kabul ettirmeye ve ya var etmeye çalışmamakta zira böyle bir şey olsa bile bu bir seçim en nihayetinde. bunu da onceki ile birleştirelim. inandığın şeyi seçmek sonucu ortaya çıkıyor. benim inandığım şeyin gerekliliği değil.
gereklilik olması gerekendir. günümüzde tanrıtanımazlığın gerekliliğinden değil mantığından bahsedilebilir. ateistliğin mantığı ise her özgür irade sahibi kişinin sahip olduğu bir lüks olmasıdır. bu ise tamamen inancın 2 kişilik olması ile alakalıdır. inançlar ya da inançsızlık kimse tarafından sorgulanamaz, inancın yaşanması ya da reddedilmesi için kimse zorlanamaz.