bugün

okumayı söken çocuklara bile uygulanan iğdiştir. engellenmelidir. ileriki yıllarda bünyede oluşan bu önyargıları aşmak çok zordur.

bir kaç örnek:

1.güneş'in ideal büyüklüğü
2.dünya'nın güneşe olan ideal uzaklığı
3.suyun benzersiz fiziksel ve kimyasal özellikleri
4.güneş ışınlarının tam yaşam için gerekli dalga boyunda oluşu
5.dünya atmosferinin solunum için en ideal orandaki gazları içermesi
6.dünyanın manyetik alanının, yeryüzü şekillerinin tam insan yaşamına uygun biçimde olması

kaynak: bir şakirtin bilim serüveni-feto yayınları pensilvanya 34500 usa.

bu ve benzer ideal ölçüler sıralanır.

ve asıl bakla çıkarılır ağızdan -istisnasız her bu minvalde yazılarda- "bilim adamlarının çok büyük bölümünün, aslında bu sonuca varmayı pek de istemeyen materyalist bakış açısına sahip olan bilim adamları oluşudur.ama hepsi, belki de çoğu bunu hiç istemediği halde, evrenin ancak olağanüstü bir tasarımla açıklanabileceği sonucuna varmışlardır".

kim abi bu bilim adamları say isimlerini sana zahmet.
http://en.wikipedia.org/wiki/Michael_Denton

biology reveal purpose in the universe (doğanın kaderi: biyoloji kanunları evrendeki amacı nasıl gösteriyor) adlı 1998 basımı kitabında şu yorumu yapmaktadır:

20. yüzyıl astronomisinde ortaya çıkan yeni tablo, geçmiş dört yüzyılda bilim çevrelerinde giderek yükselmiş olan varsayıma çok güçlü bir meydan okuma oluşturmaktadır. bu, yaşamın kozmik tablo içinde tamamen rastlantısal ve önemsiz olduğu varsayımıdır.... (10)

kısacası, ateizmin belki de en temel dayanağı olan "rastlantısal evren" kavramı bugün çökmüş durumdadır. bilim adamları açıkça "materyalizmin çöküşü"nden söz etmektedirler.

sonuçta, yine patrick glynn'in ifadesiyle "20. yüzyılın sonunda modern psikoloji, dinin yerini almak bir yana, dinle yeniden tanışmaya başladı" ve "insanın zihinsel yaşamı hakkındaki salt seküler bir bakış açısının hem teorik hem de pratik düzeyde çöktüğü ortaya çıktı."

amerikan sağlık araştırmaları ulusal merkezi'nden david b. larson ve ekibi tarafından derlenen araştırma sonuçlarına göre; amerikalılar arasında dindar ve inançsız kişiler arasında yapılan karşılaştırmalar çok ilginç sonuçlar vermiştir. dindarların, dini yönü zayıf veya hiç olmayan kişilere göre; kalp hastalıklarına % 60 daha az yakalandıkları; intihar oranlarının % 100 daha düşük olduğu; tansiyon bozukluğuna çok daha düşük oranlarda yakalandıkları; sigara içenler arasında bu oranın 7'ye 1 olduğu gibi sonuçlar ortaya çıkmıştır.