bugün

öz abla değil tabi ki. havuzun kenarında oturan masum ergene oradan bir abla seslenir. eline nivea'nın battal boy güneş yağını tutuşturur. hadi sürüver bakiyim sırtıma der. tam bu noktada ergenin niyeti zaten bozuktur da ablayı tahlil etmek gerek. iyi niyetli midir yoksa mahsus mu yapmaktadır? bilerek yapıyorsa kevaşenin önde gidenidir. yok yapmıyorsa bir ergenin bikinili bir hatuna 100 masturbasyon malzemesi gücünde yaklaşacağından habersizdir. nasılsa sabi bu daha, sırtıma güneş yağı sürse ne olur diyen abla çok yanılıyordur. zira o ergen her gün bir elinde peçete zaten ablayı hayal ediyordur. eline geçirse young boy vs sister sex near the poll tadında bir aksiyon ortaya çıkar ki forumlara düşse efsaneler arasında yerini alır.

kaldı ki küçük yaşlarda büyüklere, büyük yaşlarda küçüklere doğru giden ters orantılı bir eğilim vardır. bu eğilimin son noktası hüseyin üzmez'dir ki şu an o'nun konumuzla alakası yoktur.

sırt yağlama seansı aslında iki tarafta için de güzel başlar. lakin ergenin elleri ablanın sırtında gezdikçe ereksiyon isyanı başlar. (bu arada konu erotik hikayeye kayıyor, hemen toparlıyorum) mayonun kenarından selamun aleyküm, hayırdır ortam mı var diye baş veren itaatsiz için ergen ne yapsın? artık sırt yağlamanın keyfinden geçmiş ergen, ortaya çıkan kara belayı nasıl defedeceğini adrenalin yüz milyonlarda hesaplamaktadır. lan ablayı bırakıp direk havuza mı atlasam? yoksa önüme havlu mu koysam? veya hazır kalmışken bir koysam gel gitleriyle düşünürken ablanın telefonu çalar. işte budur, abla telefonla konuşurken el hareketiyle ben gidiyorum işareti yapılır. çaktırmadan, usulca 3 aylık 31 malzemesi sırta yüklenerek evin yolu tutulur.