bugün

Sıçmak.
bugün, hiç sevmek gibi bir niyetimin olmamasına rağmen, dünyanın en güzel varlıklarından biri olan golden cins bir köpeğe merhaba dedim. gayet kısık bir sesle.
hayır bu utandığım kısım değil. küçük yazlık kasabamızda da insanlara böyle derim, aynı yerde yaşıyoruz sonuçta.
arkadaş hemen durdu ve sevebilirsin dedi, sevdim tabi.
hamileymiş, yavruları olacakmış üç ay sonra.
neyse dedim, nasıl edinebilirim yavrusunu? burda sormaya çalıştığım şey satıyor musun, veriyor musun, aradığın kıstaslar ne bende vs.
hümanist tavrım yine konuşuyor tabi. hayvanlar satılır mı? nasıl utandım sormaya. o da bana bu saçma tavrım karşısında nasıl beslemem gerektiğini falan anlatıyor. ah dinledim baya.
karşıyım ya bu fikre. kıvırttıkça kıvırttım lafı.
numarasını aldım, iyi geceler derken, köpüşe de kendine iyi bak dedim.
çok iyiyim.
60 yaşındaki şükrü amcanın her sabah gelip çalıştığım ofiste temizlik yapması, gözlerim doluyor ulan dayanamıyorum ben utanıyorum
Eşim olmasını istediğim kızın beni deli gibi övmesiydi. Hatta az bile diyordu. Bende altta kalmamak için elimden ne geliyorsa onu yüceltmeye çalışıyordum birkaç güne kadar.
durmadan aileme yalan söylemekten utanıyorum artık.beni hala iyi biri sanıyorlar bu koyuyo işte.
Bi ara kolaları içip içip teravih namazına gitmiştim. O zaman dayanamayıp donuma işemiştim o günleri hatırladığım zaman çok utanıyorum işte..
az önce yaşadığım durumdur, resmen yerin dibine girdim olduğum yerde...

doğum günümü bir şekilde öğrenci bilgi sisteminden öğrenip de kutlayan ve bir gün sonrası için beraber vakit geçirdiğimiz yüksek lisans yaptığım yerdeki hocalarımdan birini en son o zaman gördüm, üzerinden neredeyse 7 ay geçti, 5 ay önce de öyle bir mesajlaşmıştık ve ben hocamla 5 aydır hiçbir şekilde irtibat kurmuyorum. zaten sosyal ortamları da kullanmayınca...herhangi bir iletişim durumumuz olmadı.

ve hocama; "tanıdığım ve asla hayatımdan çıkarmak istemediğim, kaybetmek istemeyeceğim birisiniz" demiş ve hiçbir şekilde irtibatımı koparmayacağıma dair söz vermiştim. ancak hiçbir şekilde 5 aydır arayıp sormuyorum. ders dönemi biteli bir yıl olmuş, yaz tatili, ramazan ayı, arada tam 450 km. mesafe var ve ben ondan 20 yaş küçük olduğum halde arayıp soran o oldu...ve ben utancımdan telefonu açamadım, hâlâ bir yanıt verip geri dönüş yapmadım. sanırım akşama doğru bir mail atıp özür dilerim. sonra da bayramda ararım artık...

tek yaşamayıp ailesiyle yaşayanlar var içimizde...anne-baba olur, kardeş olur, ya da evlenmiştir eşi, çocuğu olur. neticede bir aile...yakınlarımız var kısa mesafeler de oturan...bir şekilde irtibatımız olan hocalarımız, büyüklerimiz, bizi sevenler, değer verenler var. ama odamızda tek başımıza bilgisayar başında instagram larda, facebook lar da twitter larda daha adını bilmediğim bir sürü sosyal iletişim(!) kanallarında buna sözlükler de dahildir - bunlar içinden sadece uludağ sözlük kullansam da - geçirdiğimiz vakti en yakınımızdakilerle geçirmiyoruz, onların bir ihtiyacını gidermeye eriniyoruz ya da onlarla nitelikli zaman geçirmeye...

ya da ders çalışıyoruz, kitap okuyoruz, işten eve bir de iş getiriyoruz -kendi adıma böyle oluyor- tamam bunlar da yoruyor bizi...kabul...ama sevdiklerimize en yakınımızdakilere vakit ayırmamak bana hep saçma gelmiştir. gidip bebeğiyle vakit geçirmeye üşenen anne onun boy boy fotoğraflarını internetlerde servis ediyor, babası ya da annesi için çay bardağını kaldırmaya üşenen kız "canım ailem" fotoğrafları paylaşıyor -şükür bu saçmalıkları görmüyorum ama ne yazık ki biliyorum- . allah rızası için abdest almaya üşenen kişiler dinle ilgili "özlü" sözler paylaşıyor. gerek yok..

en yakınımızdakilere değer verelim. anne, baba, kardeş, dost, bir büyük ya da sevdiğin yârin...her kimse...
20 küsur yıldır inatla AKP ye oy veren zevatlarla aynı topraklarda doğmuş olmak.
daha büyük bir utanç olabilir mi?
şu hayatta gerçekten utandığım tek şey sevilmemek, değersiz hissettirilmek. en önemli detay ise bunu yaşatanın aile üyeleri olması. ki diğer insanları pek umursadığımı söyleyemem.
bu utancımı yenebilsem çok daha fazla özgüvenli olabilirdim. şu an özgüvensiz olduğumu düşünmüyorum ama içimde bir eksiklik olduğunu da inkar edemem. neyse ki artık keşke beni sevseler diye gizli gizli ağlamıyorum. bu da bir gelişme ya da kabulleniş. ailemin bile hayatında ilk sıralarda olamayacağım. hahaha. çok komik valla.
Çoğu zaman kendimden utanırım.
ne utanacam bre neyden utanacağım.

ameliyatlarda götüm görünüyordur o kötü işte.
bir kere ruyamda şortum yırtıldı.panikten uyandım götüm görünmeden.
kimse götüyle malamat(rezil) olmasın.
göt kırmızı çizgim.