bugün

bugün rüyamda ilk kez ellerini tuttum. Yumuşak ve küçücüktü. Ama ben seni unutmuştum.
sabahları erken kalkıp ders çalışmalıyım ama cok zor ya.
Marliyn Manson kolunun altında kocaman bir Adana karpuzuyla gelip ''Karpuz da karpuz vallaha, şerefsizim kurabiye gibiymiş.'' cümlesini duymadan ölmek istemiyorum lan. En büyük 3. dileğim.
Uzaktan sevdim ben seni. Hiç dokunmadan, koklamadan sadece hissederek sevdim. Hayallerimde koca bir dünya yarattım ikimize ve hiç bitmeyeceğini sandığım bu aptal masala inandım tüm kalbimle. Birgün dedim, bir gün deyip kendimi oyaladım. Kavuşacağımıza bu masalın sonsuz olacağına inandım. Sevdiğim kadar sevildiğimi düşündüm hep. Biz el ele verirsek dünya yıkılır sandım. Öyle güçlü olduğumuza inandım. Bu şehrin her sokağında bir hikayemizin olacağına inandım. Ama bu güzel rüyadan zorla uyandırıldım. Uzaktan sevmenin zor olduğunu zanneder insanlar ama daha zoru sevdiğin insan başka şehirde yaşarken ondan ayrılmaktır. Çünkü her şey bıçak kesiği gibi bir kere de kopar gider. Herhangi bir sokakta köşeği dökerken tereddüt edemezsin karşıma çıkarsa diye, koca şehir de tutunacağın tek dal bırakmaz sana ayrılık. Uzaktan da olsa yüzünü görme şansın yoktur. Aranızdaki o uzaklık, düştüğün ve bir daha çıkamayacağın dipsiz kuyulara dönüşür. Bir aşkta en kötüsü kaybeden taraf olmak. Her şeyini adadığın bir insanın avuçlarından su misali kayıp gidişini seyretmek hemde elinden hiçbir şey gelmeden. Ben seni uzaktan sevdim sevgilim, uzaktan yitirdim. Ben seni kaybettim. Bir daha bulamayacak kadar uzaklarda kaybettim. Bu uzaklar ölüm gibi sevgilim.
üzerimde yapışmış olan yalnızlıktan kurtulamıyorum.
o iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler. demirin tuncuna insanın piçine kaldık.
bugün bir kez daha anladım sözlük iyi olmak, kendini bilmek bir halta yaramıyormuş. sen istediğin kadar iyi ol ama her zaman kötü biri vardır.
Ortaokuldan mezun olurken ayaklarım ağrımıştı. Liseden mezun olurken de. Akdeniz ateşi var bende. Ayakta fazla duramıyoruz. Herkes oynarken ben sandalyede bacağımı yukarı tutarak ayağımdaki ağrıyı hafifletmeye çalışıyordum... Lise mezuniyetinde de ufak olan kafamdaki saçlarımı mal gibi kestirmemiştim. Uzun olunca da berber havaya kaldırmıştı, bir şeye benzememiştim amk. Ne bahtsızmışın lan ben.
Dün üniversite hayatımın, muhtemelen de bütün yaşamımın son kez tahta sıra ve kara tahta karşısında olan dersimi kaçırdım.

Sen 16 sene oku oku oku, Son derse gitme. Ulan zaten ders yapılmayacak, hocaları, arkadaşları, o derslik kokusunu son kez içine çek değil mi?

Kendimi bu yüzden suçlu hissedeceğim be sözlük.
dışarda çok güzel yağmur yağıyor elinden tutup ıslanmaya kaçıracağım biri yok sözlük.
batıyo o yağmur bu yüzden

bak hala yağıyor
yaptığım hiç bir şeyden pişman olmadım ben,
ama yapmadıklarımın pişmanlıkları çok fazla
içimde kalmaması için çılgınlıklar yapmaktan acayip tırsıyorum
o zaman geldiğinde birileri beni durdursun lütfen.
Yoruldum .
Soyleyebilecegim tek sey bu .
Insanlar beni yorup tuketiyor.
Özledim hemde cok gulusunu bana bakışını. Onunla uğraşırken bana ufaktan kızdığını gönlünü almaya calistigim zamanları. Şimdiyse bisey yapamıyorum. Uzak durmaktan başka bensiz mutluymus ben hiç biseyyokmus gibi devam etmem gerekiyo ben artık cok özledim onu cok seviyorum cok canim yaniyo ama napicami bilmiyorum. Yardım edin bana boguluyorum. Kendimi denize taşla atılmış gibi hissediyorum. Ne bi adım daha ileri gidebiliyorum. Nede kurtulmak icin bi adım geri atabiliyorum. Cok seviyorum sözlük cokkkk
bütün arkadaşlarım sınav çıkışı eğlenmeye gidiyor ben param olmadığı için yurtta oturuyorum sözlük. niye gelmiyosun dediklerinde de saçma sapan bahaneler uyduruyorum tabi. ayın 7'sine de daha çok var. lanet olsun ya. (üzgün smile)
Bazen en iyisi kırmadan dökmeden açıkça söylemek.
yunanlılarla sevişmeyi daha çok seviyorum hatta sırf bu yüzden bütün yazı yunanistanda geçiriyorum.
iyice abarttım bugünlerde. bu saate itibariyle 8. sade türk kahvemi içtim ki daha akşam bile olmadı.

ulan bakardi, insanlar günde 8 bardak çay içmezken 8 tane sade türk kahvesi içmek de ne demek sabahtan beri? 10 u geçecek sanırım ki bakalım bu iş nereye varacak. hemen hergün böyle şu anda.

millet alkolik olur leyla gibi bulutların üzerinde gezer ben kahvekolik oldum çıktım. serumla bağlayıp neredeyse damardan alıcam kahveyi.
- en basit bir şeye bile gereğinden fazla sinirlenip o insandan nefret ediyorum.
- sosyal medya yüzünden insanların kendilerini daha aptal gösterdiklerini ve bunun farkında olmadıklarını, ya da farkında oldukları halde sırf herkes gibi olup kabul edilmeye çalıştıklarını düşünüyorum. Bu artık pek de bizim elimizde değil sanırım.
- 2 gün boyunca sebepsizce depresif modda olup sonra yine sebepsizce aşırı mutlu oluyorum. Dengesizim.
Kendimi yenilmiş ordular gibi ezik hissediyorum. Filmin sonunda kahraman ilan edilmesi beklenen oyuncu gibi bir anda ölmüş gibi hissediyorum. Sol yanımda binlerce birikmişler, beynimde hesabı kapatamadığım onlarca çile. Bitmeyecek gibi geliyor darbesine uğradığım her günün sonundaki gece. Kaybetmeyi marifet bildiğim o günden nefes alıp ATP harcadığım bu güne kadar paramçarca olmuş her zerreme, durup ta düşündüğüm benimle geçmişe karışmış sevdiğim herkesin ilk hecesine ve gözlerime ağlamayı öğrettiğim o çileye eklenecek olan her bir sayılı günüm kadere hediyem olsun.
kalktım yazdım ona sözlük. bok varmış gibi yazdım. şu ana kadar yaptığım her şeyi hiçe saydım. benim hiç kendime saygım yokmuş ya cidden. başımı hangi taşa vurayım seçemiyorum şu an.
Herkes içindeki insanı öldürmekle meşguldür, der Bataille. Kendimizle yüzleşmeye gücümüz yok çoğu zaman, belki de bu yüzden her çıplak kaldığımızda tökezlemeye başlarız.
son ilişkim o kadar yordu ki, ayrıldıktan sonra onca finale, sunuma girmek bile sıkıntı olmadı lan. kafam o kadar boş ki, anlatamam rahatlıktan. oh be dünya varmış diyorum resmen. sınavlarım da bittiğine göre yıllar sonra yeniden yalnızlığıma dönebilirim.
hiçbir şey hiçbir zaman bana öyle gelmiş olmuyor.
ne hissettiysem doğru hissetmiş oluyorum.
tahminlerimde de en ufak sapmalar olmuyor.
bazen çok istiyorum, hatta kendimi kandırmayı deniyorum, yok canım bana öyle gelmiştir diyorum.
bunu derken de inanamıyorum ama inanmak istiyorum.
haklı çıkmak istemiyorum.
birinin bana haklısın demesi, benim üzgün olmam demek aynı zamanda.
Bugüne kadar çok fazla beddua etmedim ettiklerim de çok abartı değildi, fakat;

Hayatın boyunca mutlu olma, bugüne kadar mutsuzdun. Bundan sonra da böyle devam etsin.

Beni çok üzdün, her iki tarafta da hakkım helal değildir.

Zaten beddua ya gerek yok, yuva yıkanın da, aldatan ında iki yakası bir araya gelmez.

Su testisi, su yolunda kırılır. Ölebilirsin, en azından daha fazla pisliğe batmadığına sevinirim.
Itiraf ediyorum. şöyle bir hayalim var.

Yolda insan gibi yürürken askılı bluzdan cesaret alıp laf atan tipler var ya, hani lafı atarken pişkin pişkin ağzını yayıp gülüyor. Ha işde,o tiplerin lafı bittikten sonra şöyle bol karbonlu, bol sürfürlü, akşamki baklagille pekişmiş, jet hızıyla yayılan sağlam bi ossssuruk salı verip, "hala tatlı mıyım?nihohaha" diye gülesim var.