bugün

Sözlük yazarlarının aşık olduğu anın hikayesidir.

Trafik kazası yapıp yola savrulmuştum. Daha sonra bir kadın gelip elimi sıkıca tuttu. Bilincim tam yerinde değildi, yarım yamalak hatırlıyorum herşeyi fakat o sırada ben de ona sımsıkı bağlanmıştım duygusal yönden. Hastanede gözümü açtığımda yanımda o kız vardı. Birbirimizi 40 yıldır tanıyormuş gibiydik. O sırada telefonum çalıyordu, arayan "sevgilimmm" di. Açıp, ben senden ayrılmak istiyorum aslı dedim. Sinirli sinirli sorular sormaya falan başladı fakat yüzüne kapattım. Benim için artık sadece Yeşim vardı.. Evet.
ajk anılarıdır.
söjlük...
genelde acıyla biten hikayelerdir.

lisedeydim, ikinci sınıf. okulun ilk günü. herkes seçildiği sınıfı bulma telaşında. neyse, ben buldum gittim oturdum, kapıdan girince hemen soldaki sıraların sonuncusuna. arkadaşlarla gırgır, şamata derken o girdi sınıfa. içimde bir duygu uyandı ama ne olduğunu o zamanlar tam olarak bilmiyordum. geleneksel olarak öğretmen, herkesin kendini tanıtmasını istedi. sıra bana geldi. kalktım, adım şu, falan filan yerde oturuyorum dedim, ardından küçük bir espri yaptım. kimler gülüyor diye içgüdüyle sınıfa göz gezdirirken gözüm o'na takıldı. gülmüyor. suratında bir ifade vardı hala unutmam. anlatılmaz o ifade. çok içerledim, tek gülmeyen o'ydu çünkü. gülmemesine içerlemedim aslında, bir şeylere üzülmüş gibi hissettiren o ifadesi çok etkiledi beni. işte o zaman içimden dedim ki:

bu sınıfta senden güzel gülemez kimse, gül, seni güldürmek için hayatımı adarım ben!

ve adadım.

sonrası malum. ayrılık, akılda kalan birkaç anı, acı.