bugün

10 dakikalık keyfi bile çok gören zalim annedir.

sucukları itinayla fazla yakmadan kızartıp yumurtaları kırarsınız, üzerine de kaşarları küp küp doğrayıp serpersiniz ve birkaç dakika erimeye bırakırsınız. sucuğun kokusuyla kaşarın ruhu yıldırım nikahıyla evlenerek mutfakta bir düğün havası yaratır ve daha fazla dayanamayarak tam taze ekmekten koparıp ilk dalışı yapacakken anne atlar oradan "durr burda daha bitmemiş ekmek var onu ye önce allah bereketini kaçırır evin" der ve daha bir lokma almadan iştahınız kaçar. vicdanınıza yenik düşüp geçen günden kalma bayat ekmekle mecbur yersiniz o güzelim yumurtayı.

taze ekmek yumurtaya, yumurta taze ekmeğe hasret, öylece boynu bükük kalkarsınız sofradan. ne sucuğun tadını alabilmişsinizdir adam akıllı, ne kaşarın, ne de yumurtanın. bir leziz yemek daha bayat ekmeğe kurban gitmiştir.
(bkz: mutsuzluk)