bugün

suçun oluşum sürecinin en önemli nedeninin, toplum olduğunu anlatmak için söylenmiş söz öbeğidir.

son yıllarda yapılan araştırmalar şeyi gösteriyormuş: bazı insanlar suçlu doğarmış. hadi len dangalak. nasıl araştırmacısın ki sen? insan suçlu doğmaz, temiz doğar. ama toplum var ya o güzel toplum, işte asıl suçlu odur.

insanı öyle bir hale getirir ki toplum, bir de bakmışsın suçlu olup çıkmışsın. yani eğer bir yerde suç varsa, o suçu işleyinin kabahati yanında en büyük suçlu toplumdur.

insanların dertlerini önemsemeyen, yardımlaşma bilincini geliştirmeyen bir toplum, eninde sonunda ettiğinin karşılığını alacak ve suçlu bireyler bu tür toplumda mantar gibi çoğalacaktır. her işlenen suç için bana ne demek çözüm değil yani. her ne surette bize uzak gibi gözükürse de, toplumda işlenen her suç bizi etkiler, en nihayetinde.

öyle bir halde yaşamalı ki insan, tekirdağ da yaşayan bir adam, adana da yaşayan bir adamın işlediği suçtan vicdan azabı ve büyük üzüntü duymalı. ve unutmamalı, her işlenen suçta suçu işleyen ne kadar suçlu ise, toplum o kişiden daha suçludur. örneğin istisnaları saymazsak, kimse zevk için orospu olmaz, kimse zevk için hırsız da olmaz.
fernand bilmem kimin toplumda yaşamadığını zannetmeme neden olan durumdur.

toplumu oluşturan bireylerdir ki bu doğrudur. ancak bireyler genellikle kişisel beğenilerinden çok, toplumda beğeni haline gelmiş ortak değerleri benimserler. yani toplumda genel beğeni görmüş kalıpları esas alırlar. böyle olunca da bir toplumun genel gidişatına paralel olarak, o toplum kişileri direkt olarak etkiler. haliyle suçu kapitalizme falan atmayalım. neticede kapitalizm de kişilerin uyguladığı ama toplumsal bir olgudur.

zaten toplumun genel kabul görmüş ilkelerini benimsemeyenler, asi olarak adlandırılarak toplumdan dışlanırlar ya da deli lakabını alırlar.