bugün

son yıllar'da ülkemiz içinde, yaygınlaşan ve devamlı hortlayan durum budur.
bazı gençler, maçlara satır, döner bıçağı, sopa, zincir, gibi meydan savaşına girecek alet edevatla gitmektedir.
bir spor müsabakasına, bu tarz insanlara zarar verme amaçlı, alet edevatla, giden hayvanlar için, ne yazıkki bir kapalı alanda bulunmamaktadır.

şiddet sözcüğü genel olarak akla ilk olarak fiziksel şiddeti getirmektedir. Oysa, şiddet farklı kaynaklarda, bireylerin sindirilmesine, öfkelendirilmesine veya duygusal baskı altına alınmasına yol açan, fiziki herhangi bir hareket, davranış veya muamele olarak tanımlanmaktadır.

spor müsabakalarında son yıllarda bu azımsanamayacak ölcüde artmıştır.
bir taraftar grubunun, bireysel olarak maçlara giden taraftarları, yıldırması örnek gösterilebilir.

son yıllarda spor müsabakalarında, özellikle de futbol karşılaşmalarında yaşanan şiddet olayları, sporun, sevgi, barış ve kardeşlik gibi evrensel değerleri, birleştirici ve bütünleştirici özellikleri üzerinde olumsuz etki oluşturmaktadır.
insanların sadece galibiyete şartlandığı, centilmenlik ve ahlaki değerlerin ne yazık ki yozlaştığı spor kamuoyunda, ifade biçimi saldırganlık ve şiddet olarak kendini göstermektedir.

bunun son örneklerinden biri, maalesef dün yaşanmıştır.
kendilerine taraftar diyebilen, iki grubun ortasında kalan,
bir bayan taraftar, hayatı boyunca yüzünde bir iz ile yaşayacaktır.
bunun adı insanlık değildir, bursalı genç taraftarın vucuduna bıçak saplanması'da insanlık değildir.

maçlara sırf şiddet için giden, kendi egolarını tatmin etmek için, insanlara saldıran kişileri, insandan saymıyoruz, öküz demek bile, iltifat bu gibilerine.
sakaryaspor, eskişehirspor, bursaspor ve beşiktaş vs. takımlarının taraftarlarının hezeyanıdır.