bugün

Ekşi Sözlük yeni bir devir başlattı Türkiyede. Tam "Susma sustukça sıra sana gelecek" cümlesi tavana vurduğu zamanda dev bir blog sayfası olarak çıktı milletin karşısına. Kahve köşesinde memleket kurtaran babalarımızın siber çocukları olan bizlere klavye başında memleket kurtarma, laf sokma, taktik verme, espri yapma şansı verdi. Ve ben dahil bir çok genç bu fırsatı kaçırmadı. Sözlükler biz siber gençler için siber bir kahvehanedir. Gelişen teknoloji bizi yumurta topuk ayakkabı giyip dört kişi okey çevirmeden evde atıp tutma şansı vermiştir sözlükler sayesinde. Memleketi kurtarma, Galatasaray'a taktik verme, şarkıcı tayfasına laf sokma şansı vermiştir. Babalarımızın bize bıraktığı kahve kültürünü kullanma şansı vermiştir. Zaten kahve kültüründe olan hareketleri sözlüklerde de görmemizin sebebi bu. Çıkan her sözlüğün bir başkasına laf çakması, hatta kavga ortamlarının yaratılmasının sebebi bu. Çünkü babalarımızda yaptı bunları. Istakalar kapılıp başka mahallenin kahveleri basıldı. Kavga dövüş yaşandı. Siber alemin kahvelerinde de klavyeler kapılıp giriliyor savaşlara. Genetik kodumuza yazılmış şeyler var. istesek de vazgeçemiyoruz. Ahkam kesmek, fikir sahibi olmadan bilgi sahibi olmak... Uzar gider bu liste. işte bu genetik kodun ortaya çıkışı zamanla mekan değiştiriyor. Babalarımızın zamanının kahvehanelerinin yerini bu zamanda sözlükler alıyor. Durumu bu şekilde ele alınca da her sözlük kavgası, her entry, her nick daha anlaşılır hale geliyor. *
üzerinde çok da fazla düşünmeden doğru olduğuna kanaat getirilebilecek tespit. kahvehane kültürüne şöyle bir baktığımızda, özellikle 70' li yılların başına kadar daha bir eğitici rol üstlendiğini farkedebiliriz. hatta bu ağırlığı taşımaya yönelik kullanılan kıraathane kelimesi de, kıraat kelimesinin kökünden türemiş olup okuma evi, bilgilenme evi anlamlarına gelmektedir. 70' lerden sonraki yıllarda kıraathaneler, kahvehane adıyla daha fazla anılmaya başlanmış ancak bu değişim sadece isim ile sınırlı kalmamıştır. futbol ve politikanın elden geldiğince konuşulabildiği, günlük olayların baskısından biraz olsun uzaklaşıldığı, kurtarılmış bölge olarak nitelendirilebilecek kahvehaneler, çoğunluğu dar gelirli olan insanlar için sosyal bir tampon görevini görmüştür. bu süreçte sağ ve sol görüşlü insanların aynı yerlerde kahveye çıkmadıkları, hatta 12 eylül döneminde kahvehanelerde ıstakalı okeyin ysaklandığı da unutulmamalıdır. günümüze baktığımızda, sözlük ortamlarında her türlü eğitim seviyesinden, yaş grubundan, meslek erbaplarından, sosyo - ekonomik gruplardan pek çok insanın rahatlıkla aynı ortamda biraraya gelerek katılım ürünlerini kendi elleriyle oluşturduklarını ve daha da önemlisi bu ortamlarda da hiç de fena olmayan farklı bakış açılarından faydalanabildiklerini söylemek hiç de zor olmaz. yani, sözlükler görevlerini üstlenmişlerdir; deşarj ederler, paylaşım imkan tanırlar, beyindeki akması gereken cevherleri akıtırlar, hoşça vakit geçirtebilirler. tıpkı kahvehanelerde, bir futbol maçında ya da bir tiyatro oyununda olduğu gibi.