bugün

insanın o anı vardır ya hani, ergenlik sellerinin estiği orta okul zamanları, insanın içini bi üzüntü kaplar, bu üzüntüyle her saniye ağlayası gelir, işte öyle bir anıdır insanın. Okul derken, dersane derken, sınav derken allak bulak olur gencin aklı. Çıktığı kıza mesaj mı atsın gece yatağında, boş bulduğu anda masturbasyon mu yapsın, buna o da karar veremez.
Dersane sonrasıydı, saat olmuş 8 ben hala sokaklardayım. Annemler evde yok o akşam, ondan. Yoksa 6'da dağılıyor dersane.
Ben sokak boyunca yürüyorum, amacım ne bilmiyorum. Ne yapsam. Nereye gitsem. Onsuz nasıl yaşasam...
O gün olmuştu her şey, beni çökerten. Aşk meselesi oduğunu anlamışsınızdır herhalde. Her zaman drler, bu aşklar sahtedir, çocuk büyüyünce unutur diye. Yalan. Şu anda sevgilim var ama aklım hala onda. Sezgi'de.
Geçen seneden beri aşıktım ona. 2 ay önce açılabilmiştim ama. Şans o da bni seviyormuş. Bence dünya, bu konuda gerçekten çok şanslı dönüyor, düşünsenize, onlarca insan arasından, iki kişi, birbirlerini seven, denk denke gelip buluşabilmeleri, ne büyük şans...
Neyse, benim sevgilim bir taneydi. Diğer erkekler gibi olmadığımı söylerdi bana. Ben de güldüm. Onu çok tahriş etmiş olmalıyım ki sarılıp boynuma öptü bir anda. Benim surat kıpkırmızı. Geri çekildi sonra. Gözlerimin içine baktı, sonra başını aşağı doğru eğdi. Ben de boş durmayayım dedim, kafasını avuçlarımın içine alıp dudağının hemen yanından öptüm. Gözlerimin içine baktı (bkz: Az daha boşalacaktım). O günden sonra daha hiç ayrılmayacağız gibi düşünmeye başlamıştım.
Benim her zaman yanımda olan kankim vardı bir tane: Yunus. Her zaman beraber dolaşırdık okulda. Birbirimize her konuda her daim yardım ederdik. Canım arkadaşım. Tabi o Sezgiyle olan arkadaşlığımızdan haberi yok. Ona bile söyleyememiştim. Halbuki yemin etmiştik birbirimizden sır saklamayacağımıza.
Olan her şey o gün oldu. Dersanedeydik, telefonunda bir şeylere bakıyordu sırasında, bende kapının önünde bekliyordum öylesine. sonra onun arkasında oturan çocuk -ismini hatırlamıyorum- "Oooo Yunus?" diye bağırdı. Merak ettim haliyle. Gittim, "Ne lan o?" ilk başta göstermek istemedi, sonra ısrar etmeden gösterdi, şok oldum. Telefonunda Sezgi'nin resimlerine bakıyordu. "Çıkma teklifi etcem oğlum." dedi. Bir an yüzüne baktım sert sert. "Nooldu lan?" dedi, ben de bir şey anlamasın diye: "Hiç, şaşırdım sadece." dedim. Onu oğmak istiyordum bir an. Kankimi. Ama neyse dedim, nasılsa kabul etmez Sezgi, beni seviyor ya dedim. Aradan 2 gün geçti. Sezgilerin sınıfına gittim. Sezgi nerede diye sordum sınıftakilere. Bekleme salonunda dediler. Burası öğrencilerin oturup rahat ettikleri, konuştukları bir yer. Camları siyah bir bantla kaplanmıştı, içerisi zar zor görünüyordu. Gözlerimi kıstım. Parlak sarı saçlarından Sezgi'yi tanımıştım ama yanındakini... Beynim sürekli bana kim olduğu hakkında fikirler yürüttürüyordu, düşünmemeye çalıştım. Gözlerim kızardı, ağlayacaktım neredeyse. Kim olduğunu anlamıştım galiba. Yunustu. Şu an gözlerimin önünde konuşuyorlardı ve ne konuştuklarını biliyordum. Beni göremiyorlardı siyah bant yüzünden. Ben de Sezgi'nin bana olan sonsuz aşkına güvenip sinirlerimi tuttum, sınıfa gittim. Kabul etmeyecekti, biliyordum.
O günden sonra, bu olayı bildiğime ikisine de belli etmemeye çalıştım. Sezgilerin sınıfına gittim ertesi gün, Sezgi oradaydı.
-Neber? dedim sıcak bir sesle.
-iyilik sen? Yalan yere gülmeye çalışıyordu.
-Gel bizim sınıfa giddelim, dedim
-OLMAZ! Bağırmıştı birden. Ne olduğunu anlamamıştım ilk başta. Yunus'un bizim sınıfta olduğunu hatırladım, korktum.
-Neyse Hadi görüşürüz, dedim. Sınıfta yalnız o vardı, yanına gittim, yanağına yaklaşıp
öpecektim, yüzünü geri çekti birden, sonra yanlış yaptığını anlamış olacak ki, öpmeme izin verdi. Öptüm ama içim hala korkuyla doluydu.
Snıfa gittim, zil çalmıştı. Sırama oturdum, Yanımda da Yunus oturdu ama hiç bana bakmamıştı, nasıl desem, bir artislik sinmişti üzerine. Bana bakmamıştı bile. Yoksa dedim içimden, Sezgi ona onunla ilişkimiz hakkında bir şey mi söylemişti?
Ertesi gün yine onların sınıfına gittim. Sezgi yoktu. Cenk oturduğu yerden bana seslendi: "Naaber depiik? Hahaha"
-Ne diyosun oğlum sen?
-Ne diyeceğim başka, hani muhteşemdi ilişkiniz Sezgi'yle, nooldu?
-Noolmuş ki?
-Anaa, bilmiyomusun? Sezgiyle Yunus çıkıyolar ya? Hergün geliyor cenk buraya onu görmeye.
içimden Yunus'a sayılmaz küfürler ettim. Sezgi'ye ise hiçbirşey diyemiyorum, aklım almıyordu, O kadar sinirlenmiştim ki sınıfın kapısını küütt diye çarpıp çıktım. Sezgiyi bulmaya gidiyordum. Zil çaldı aşağı inene kadar, Gözlerim yine kızarmıştı, Koşarak sınıfa çıktım. Yunus oradaydı.
-Mal mısın oğlum Sen yaa? Gerizekalı!
-Ne var lan, ne oldu yine?
-Sezgiyle olan iş ne?
-Sanane?
-Ne demek sanane lan *mına koduğumun çocuğu? salak mısın yaa? Nasıl böyle bir şeye cesaret edebildin?
-Oğlum ne biliim seninle çıktığını, benn ona çıkma teklifi edince o söyledi bana senin varlığını.
-Sen de beni ona tercih ettin öyle mi?
-Ne ypalımi bu işler böyle. Kimi seviyorsa onunla çıkar kız. Benim teklifimi kabul ettiğine göre seninle bir sorunu varmış demek ki...
-Kes Lann kess! deyip elime geçen ilk şey olan öğretmenler masasının üstündeki küçük vazoyu fırlattım. Kafasına gelmişti ve kanamaya başlamıştı, yüksek bir bağırmadan sonra. koşarak sınıftan çıktı. Sınıftaki diğer iki kişi ise önce benim yüzüöme baktı, sonra Yunus diye dışarı koştular. Ben de masanın yanına çömelip ağlamaya başladım. Günlerin hıncını, nefretini boşaltıyorum. Ertesi gün cumartesiydi, dersaneye gittiğimde ilk iş Sezginin sınıfına gitmek oldu. Beni görünce sinirli sinirli bana baktı:
-Ya sen ne kadar gerizekalı bir çocuksun yaa? niye yaptın böyle bir şey?
-Ya sen bana nasıl böyle bir şeyi yaptın asıl? En iyi arkadaşımla çıkmak ne demek yaa?
-Ne yani, senin gibi sinir küpü salak kıskanç biriyle mi çıksaydım, teklif etti kabul ettim.
-Benden daha yakışıklı diye değiil mi? Önce biraz duraksadı, düşündü. sonra:
-Evet, var mı bir diyeceğin? Yüzüne baktım, ağlayan gözlerimi göremesi için başımı da çevirmedim hiçbir yana.
-Yazıklar olsun... Yazıklar olsun...

işte o günün akşamı, ben sokakta yürüyorum, ayaklarımın altında sonbahardan dökülmüş yapraklar, paramparça oluyorlar; yüzüme ılık ılık esiyor sonbahar havası. Gözlrim hala nemli. Gözyaşları asla tükenmez vücutta, size böyle nankörlük yapabilecek bir sevgiliniz olduktan sonra. Okuldan da velimi çağırmamı istediler, onların yüzüne nasıl bakacaktım acaba... insanın tek bir şey diyesi geliyor, tek bir şey, Allah Kahretsin.