bugün

AB. yunan burjuvalarını kurtarmak için iki yılda Yunanistan'a 270 milyar Euroluk yardım paketi verdi.Oysa AB. somaliye ve afrikaya bu paranın yüzde birini bağışlasa afrikada açlığın adı kalmayacak.

Demek istediğim bir ülkenin ekonomi başlığı altında bir kaç tane büyük şirketi ve kendi şirketlerini kurtarmak için toplanan paranın yüzde biri bir ulusun, bir kıtanın, binlerce hayatın, binlerce çocuğun hayatını kurtarabilir.

ülkemizdeki patronlar kulubü de afrikadaki bu 500 bin çocuğu kurtarmak için ellerini cebine atmak yerine müslümanlığa duygusal yönden yaklaşıp ramazanı da kullanarak asgari ücretle kirasını verecek olan işçinin parasını istiyor.
ha istediği kaç lira ki diyeceksiniz, versin efendim o da versin ki zaten tamamını da vermeye hazır o biçare hiç şüphesiz.

Gel gör ki çok da ekiye dönmeden zamanında bu tür bağış organizasyonları yapan deniz feneri derneğinin toplanan bu paraları oradaki aç çocuklara ulaştırma başarısını daha dün gördük, anladık.

açlık ve ölüm hakkında hikâye ederek takrirde bulunmak başka bir şeydir, açlığı ve ölümü kendi varlığı içinde kavramaksa çok daha başka bir şey.
ve yaşananları kendi varlığı içinde kavrama görevini icra ederken hem çoğunlukla kelimeler iktifa etmemekte, hem de özellikle ona uygun gramer bulunmamakta ne yazık ki..
yardım etmek için şöyle gerekçelerimizin olduğu ülkede olan bitendir. çocuklar ölüyor mu ölüyor, hükümet şöyle böyle diyince bir şey oluyor mu olmuyor, bu benim hükümet yanlısı olduğumu mu gösterir? hayır. gerçek şu ki çocuklar ölüyor ve kesinlikle bir şekilde yardım etmemiz gerek. afrika yazıp 5601'e ya da 2868'e gönderebiliriz. bunlar sırasıyla diyanet ve kızılayın yürüttüğü kampanyalardır.