bugün

"vurma yazıktır" dediğinizde;
- sanane ayol* töbefesupanallah
diyerek ağlayan çocuğunun kolundan tutup sürükleyerek oradan uzaklaşacak cahil insan tipidir.
genellikle hayatının bir döneminde benzer şiddete mağruz kalmış kadınlardır. belki aynı şekilde bir eğitim sisteminin mağduru belki de koca dayağının abonesi..
bu anneler toplumda, medyum ketovari bir yer edinirler. öküz altında buzağı arayacak olursak, annenin çocuğunu sokak ortasında dövmesinin altında buzağı* çevreye "bakın terbiye dediğin böyle verilir. dayak cennetten çıkmadır, cennet de anaların ayaklarının altındadır. öyleyse dayak anneden çıkmalıdır önermesi doğru bir önermedir" mesajı verilmesidir.

ve işbu anne, başka anneler tarafından çocuklara örnek gösterilen annedir. "bak ellerde ne anneler var kıymetimi bil, yoksa ben de sokak mokak dinlemem girişirim" mesajıyla çocuğa gözdağı verilir.
yuvayı yapmaya çalışan dişi kuşun bilinçsiz ve asabi olması sonucu neden olduğu manzaralardır.

çocuğun ağlamak yerine sokak ortasında şu cevapları vermesi hayalimdir:

bitmek tükenmek bilmeyen sorularıma cevap veremeyeceksen beni neden doğurdun?
sen de çocuk değil miydin?
yaşlanınca teknolojiyle ilgili yüzlerce sorunu kim cevaplayacak sanıyorsun?
kim kucağında taşıyacak seni?
elbiselerini kim yıkayacak?

çünkü bu kişiye sen nasıl bir annesin? lafı işlemez, artık çok geçtir. sistemin berbatlığıdır. o kadın onu doğal bir büyütme metodu olarak görür.

ayrıca mahalledeki diğer çocuklara da el atarlar bazen.
hatta bir gün yeğenimle oyuncak almaya çıkmışız. elinden kafasından tuta tuta çarşıda gezdiriyorum ufaklığı. pat diye tokat yedi bizimki yanımızda yürüyen kadından, kadın kendi çocuğuna vuracakken bizimkine vurdu. utanır anlar diye bekledim bir önce ama çocuğuna daha çok sinirlenmekle yetindi. bu sefer ben de ona daha çok sinirlendim. bizim ufaklık istemiyorum oyuncak diye ağlamaya başladı. diğer ufaklık kendini iyice suçlu hissedip kaçmaya başladı. işte böyle toplumsal yaralar açan, minicik yüreklerin yüzlerini büktüren bir eğitimsizliktir şiddet.
(bkz: sokağın ortasında kendisini hırpalatan çocuk)
bu tür sorunların nedenini tam olarak bilmek gerekir. dayak yanlısı değilim tabi, ama biliyoruz ki çocuklarımız demek geleceğimiz demek, onları iyi yetiştirmek gerekir. her şeyin bir yeri ve sırası vardır. çok sinirlendiğimiz anlar olmuştur bir başkasına ve vurmak istemişizdir belki, o yüzden anneleri anlamak gerekir. özellikle de gereksiz yere dövüp, dışarıda dilendiren, çocuğun üstünde sigara söndüren biri değilse dinlemek gerekir anneyi, daha sonra yargılamak. hiçbir anne çocuğunuz kötülüğünü istemez (istisnalar kaideyi bozmaz). * *
sinirden gözü dönmüş annedir. etraf metraf görmez gözü. çocuk ise kırpkırmızı olmuş yüzünü gizlemeye çalışır kendilerine bakanlardan.

anne hızını alamaz ise durum fenadır. çocuğu, montunun kapşonundan ya da kol kısmından tuttuğu gibi sürükler ardından. çocuğun ne dediği ise anlaşılmaz pek ağlamasından. evde başına geleceği bildiğinden midir yoksa hakkını savunamıyor olmasından mı inatlaşır bir iki annesiyle, eve gitmemek için.

kimimiz çocuğa acırız, kimimiz anneye ters bir bakış fırlatırız. bazıları var müdahale eden sonrasında anne tarafından paylanan ama işte öyle böyle denk geliriz sokaklarda.
sinir olur, şiddetin dozunu ayarlayamayıp çocuğunu hırpalayanı, tartaklamak isteriz belki.

bir bakışıyla demek istediği anlaşılmadığında kabahati kendinde değil evladında bulan annelerdir bunlar.