bugün

su götürmez gerçektir.

düşünelim arkadaşlar. hemen hörörörörö yapmaya gerek yok. bakın siyaset uğruna neden insanlar kendilerini yıpratır okuyalım. size bunu 2 örnekle anlatayım.

bir gencimiz var ismi mazlum. anadolunun bir şehrinden, köyünden veya kasabasından gelmiş okuyor. bizim bu eleman ilk başlarda neyin nasıl işlediğinden habersiz. zaten öyle maddi durumu aman aman iyi değil. arkadaşlarıyla sürekli ders sonrası yapacak pek şey bulamıyor. deren derken buna bir son sermesi gerektiğini anlıyor. sevgisini boşluktan bir şeye veremiyor. ne yapıyor ????? büyüklerinden gördüğü gibi ideallerini savunmak uğruna farklı insanların maşalığını. e bunu yapması zevki ama. parasızlıktan bir araya gelemediği insanlar bütününü orada görüyor. ne olduğu belli olmayan farklı tabelalı camların ardında bir masada 324672384 kişi muhabbet eşliğinde çay muhabbet sohbete gidiyor. ohhhhhh üstüne 40 liralık deniz gezmiş montu aldığı zaman ondan büyüğü yok.

not 1 : bakın bunu yapan kardeşlerimizi eleştirmiyorum. sonuçta kendi hayatı, olgun yaşta ve seçimlerini yapabilecek konumda birisi sonuçta. şukular şelale yapsın.

yine bir gencimiz var. ismi mazlumcan olsun. (siz şimdi fakir elemana mazlum ismini verdin, buna o ismi verdin şeklinde bık bık yapmayın diye) bu eleman anadolunun bir köyünden geldi çattı. babası toprak ağası. yıllık 22 000 tl veririm, oğlumu okuturum dedi. e bizim oğlanda para bok haliyle. ne yaptı geldi okula. yabancı her yere. gel git gel git (virgül) alıştı çevresine. hooooooooop ilk önce bilkent batı cafelere, hoooooop biraz zaman geçti park caddesi, hooooooop 2. sınıf oldu baba çekti altına 3.20d. hiç sikinde olur mu siyaset ? derse gir, her yıl sirkülasyonu devam eden kız kankilerle takıl. sonra 3. ve son sınıfta ustalık projesini attı çıktı evine, dayadı döşedi evini vs vs vs.

hem devlet, hem özel ünv. okumuş birisi olarak tezim budur. hatta tam olarak budur. anlattığım öerneklerin tersi elbette vardır fakat genel kanı budur. kesinlikle bana 234762384234 öğrensi olan okulda 1231 arkadaşımın parası vardı ama filistin sapanı atardı demeyin.

özet : hayat garip. bu arada 40 liralık deniz geçmiş montunu yazarken kendi kendime çok güldüm. hakkat gözümün önüne geldi. hafif uzun kıvırcık saç, esmer bir ten, ayakkabılar konvers (converse) hele mont yeşilse tadından yenmez, pantolon sihay.

ne diyim her birisi nasıl mutlu oluyorsa öyle yaşasın.
Siyaset kovalayan öğrencinin açmış olduğu başlık.