bugün

bir hasan hüseyin korkmazgil şiiri;

eylülün bulanık bir çay gibi ekime aktığı gündü

yine yaslı değirmenler yine mazılar çığlık çığlık

yine bir akşamdı sivas çarşısında

yine akşam taşıyorlardı ıslak sivas çarşısına kağnılar

sanki gülerken vurulmuştuk sanki akşamdık

sanki bir savaşertesiydi durup yaşlandığımız

ay altında kerpiç ve kül ve ağıt



namlular yılan sırtı meneviş

tren düdükleri yakın uzak yabanıl

ben bu gözleri bir ali galip'te gördüm

kurtuluşun bir sayfasında

sinsi hain şımarık ve daha

içimde sivas sabahlarının o delikanlı gerinişi

sırsıklamdık

ben bu gergin havaları her zaman sevdim

bu bir kurultay havasıdır bir abdurrahman halayına

duruştur bu

sığamadım gecelere

sığamadım türkülere

sığamadım kadın sesinde anadolu akşamlarına

onlar

o kaşları yıkık

çakmaktaşı gibi kuvayi milliyeciler

mustafa kemal şafağının kıyısında öylece duruyorlar

yüreklerinde katıksız güvenleri

yalın yüzlerinde haklı öfkeleriyle

öylece duruyorlar

dimdik

ve apaydınlık

sığamadım toprağımda kar aklığına

sığamadım delikanlı içkilere yaylamda

sığamadım nakışlarla boğulan gözyaşlarına

ben bu gergin havaları her zaman sevdim



bak yine barut gibiyim sanki kurultaydayım

sanki kulaklarımda sömürge sinekleri

oysa sivas çarşısındayım gözlerime yağmur yağıyor

namlular yılan sırtı meneviş.

sen bir hüzzam makamından akşama bakıyorsun

menekşe gözlerinde uzak bir acının ince buğusu

kül rengi bir tango seni uykulara çekiyor

ya bir roman kahramanısın ya da bir paris yolcusu



bu akşamlar hep böyledir karakuş gibi iner yukarlardan

fabrikada sokakta perdeler arkasında vurur insanı

bu akşamlar hep böyledir, ben işte hep böyle götürülürüm

beni heryerde görürsün adres kullanmıyorum

bayrakları severim, tutsaklığa yumruk gibi savrulan

bayrakları

insanları severim, haksızlığa yumruk gibi sıkılan insanları

kötüler ali galip'seler ben kuvayi milliyeciyim

yüreğimde doludizgin bir kardeşlik özlemi

o şafağın kıyısında yine dimdik beklemekteyim



bir sivas sabahı var ki onu sonra göstereceğim.