bugün

her rengin görünürde evrensel bir anlamı olsa da iş sinemaya geldiğinde yönetmenine göre bu anlam farklılaşabiliyor.

renklerin sinemadaki genel anlamda kullanımına bakacak olursak:

kırmızı: aşk, sevgi, nefret, şehvet, hareketlilik, tehlike.
pembe: neşe, şirinlik, sempatiklik, sevgi, mutluluk, sağlıklı olma, gençlik.
turuncu: cesaret, mutluluk, neşe. komedi filmlerinde veya sitcomlarda sıklıkla yer verilir. aşk filmlerinde pek rastlanmaz fakat gerilim veya korku temalı filmlerde koyu tonları kullanılabilir.
sarı: gençlik, mutluluk, keyif, neşe. aşırı kullanımı veya tondaki değişiklikler gerilim de yaratabilir.
yeşil: doğa, spor, yaratıcılık, islami anlam. yeşil ile ilgili en güzel verilebilecek örnek breaking bad dizisidir. ağırlıklı yeşil tonlar dizide yaratıcılığı ve zekayı ön plana çıkarmakta kullanılıyor.
mavi: huzur, sessizlik, özgürlük, sadakat, özlem, melankoli.
mor: asalet, kibir, soyluluk, saygı, kararsızlık, içe kapanıklık, mistisizm.
siyah: güç, tutku, art niyet, gizem, ölüm, karamsarlık, konsantrasyon.
beyaz: masumiyet, tarafsızlık, doğruluk, istikrar, soğukkanlılık, asalet, zarafet, inanç, kutsallık.
gri: depresyon, korku, bencillik, suskunluk, bilimsellik, teknoloji.

tüm bu tanımların ötesinde renkler birlikte kullanıldığı öğelere ve anlatılmak istenene göre zıt anlamlar da kazanabilir. kullanış şeklinize göre izleyiciye kırmızı ile huzuru veya mavi ile korkuyu yansıtabilirsiniz. bu tamamen size kalmış.