bugün
- geniş kalçalı kadın ahlaklıdır9
- rus sovyet düşmanı amerikancı kemalistler9
- kimsenin saraca'nın doğum gününü kutlamaması21
- diyanetin türkleri araplara şikayet etmesi21
- ups boobs beni favladı'ne yapmalıyım12
- salda gölü'nün son hali8
- kabataş yalanı9
- içsel yolculuk enerji frekans 69 bin lira19
- vladimir putin11
- anın görüntüsü16
- ben bu yazıyı sana yazdım9
- türkiyeyi mülteci kampına dönüştüren abd14
- ups boobss nickli yazar15
- true bir martı olsa olacaklar9
- thusneldaa12
- kaka'nın eşinin boşanma gerekçesi10
- saraca silsüpüroğlu15
- diamond tema'nın arnavutluğa kaçması9
- diamond tema40
- özge özacar'ın memeleri12
- gideon reid morgan jj25
- ülkesi savaştayken başka ülkede keyif süren kansız9
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var23
- evlenmeyenlerin seks yapmadan ölüp gitmesi9
- ne zaman evleneceksin diye soran akraba11
- oktay kaynarca'nın türkiyeliyim açıklaması22
- kayseri de atatürk heykeline baltalı saldırı13
- millet öğle yemeğine çıkarken yeni uyanan tipler8
- özgür özel10
- abber'ın ruh hastası olması26
- babalar günü17
- sevgiliyle aynı evde yaşamak9
- sözlükteki 11 yaşında yazar olması19
- buralarda dinsiz denen bir tarzan varmış17
- ne hissediyorsun8
- larisalisa12
- steven s power law10
- kurban eti dağıtmak mecburi mi12
- yazarların başarılı olduğu dersler11
- kendini hunharca teşhir eden liberal türk kızları12
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç13
- yatakta fırtına gibi esen erkek12
- inciden yazar nakli13
- yazın göt boyunda şort giyen kızlar9
- dünyanın en güzel kızlarının olduğu ülkeler9
Aşağıdaki Efsane repliğiyle akıllara kazınmış filmdir.
--spoiler--
Halil: Resminle benim aramdaki bir durum, seni ilgilendirmez. Ben senin resmine âşığım.
Meral: iyi ama âşık olduğun resim benim resmim. işte ben de buradayım, söyleyeceklerini dinlemeye geldim.
Halil: Resmin sen değilsin ki. Resmin benim dünyama ait bir şey. Ben seni değil resmini tanıyorum. Belki sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın.
Meral: Bu davranışların bir korkudan ileri geliyor.
Halil: Evet. Bu korku sevdiğim bir şeye ebediyen sahip olmak için çekilen bir korku. Ben senin resmine değil de, sana âşık olsaydım ne olacaktı? Belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme. Belki de alay edecektin sevgimle. Halbuki resmin bana dostça bakıyor. Ve ebediyen bakacak.
— Sen dostlukların, aşkların kolay mı kurulduğunu, kolay mı sürdürüldüğünü sanıyorsun? Resminle ilk karşılaşmamızı dün gibi hatırlarım. Elbiselerim eskiydi, kirliydim, sakallarım uzamıştı. Birden bana iyilikle, sevgiyle bakan bir yüz gördüm. inanamadım, ikinci kez zorlukla baktım resmine. Gene iyilik, gene sevgi vardı gözlerinde. Nihayet değişmezi bulmuştum. Resmin benim içime bakıyordu. Benim kendimi görüyordu. Bana hep dostlukla, iyilikle, sevgiyle baktı.
— Sana aşık olarak kalmak istiyorum, işte hepsi bu kadar.
— Şu acılarını at bir üstünden, gerisini sonra konuşuruz.
— iki insanı ilişkisi çok güzel bir şey.
— Dostluğu aşan ilişkilerden niçin kaçıyorsun?
— Bu sözünle aşık olmayı kastediyorsan, dostluğu bu dünyada hiçbir şey aşamaz.
— O halde sen bana aşık olmaktan da öte duygular içindesin.
— Hayır, ben sana aşık değilim.
— Olmaz böyle bir şey. Resmime aşık olman demek, beni sevmen demektir.
— Olmayan bir şeyi nasıl söylerim? Niçin beni anlamamakta ısrar ediyorsun? Ben senin resmine aşığım işte hepsi bu kadar.
— Sen ben yokken resmimi sevdin. işte ben varım artık. Resmin aslı benim. Bundan sonra ikimiz bu sevgiyi paylaşacağız. Bu aşkın yarısı bana ait.
— Sen dostlukların aşkların kolay mı kurulduğunu kolay mı sürdürüldüğünü sanıyorsun?
— Sakın benim dünyama girmeye kalkma, yoksa merhametsizce yıkmaya kalkarsın onu.
— Belki resmimin arkasında ben yaşıyorumdur. Sen beni görmeye çalışmadın. Ama istesen de istemesen de ben varım Halil!
— insanların gerçekten aşık olamayacaklarını sanırdım. Senin resmime olan tutkum bütün inançlarımı yıktı, Ben de sana aşık oldum.
--spoiler--
--spoiler--
Halil: Resminle benim aramdaki bir durum, seni ilgilendirmez. Ben senin resmine âşığım.
Meral: iyi ama âşık olduğun resim benim resmim. işte ben de buradayım, söyleyeceklerini dinlemeye geldim.
Halil: Resmin sen değilsin ki. Resmin benim dünyama ait bir şey. Ben seni değil resmini tanıyorum. Belki sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın.
Meral: Bu davranışların bir korkudan ileri geliyor.
Halil: Evet. Bu korku sevdiğim bir şeye ebediyen sahip olmak için çekilen bir korku. Ben senin resmine değil de, sana âşık olsaydım ne olacaktı? Belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme. Belki de alay edecektin sevgimle. Halbuki resmin bana dostça bakıyor. Ve ebediyen bakacak.
— Sen dostlukların, aşkların kolay mı kurulduğunu, kolay mı sürdürüldüğünü sanıyorsun? Resminle ilk karşılaşmamızı dün gibi hatırlarım. Elbiselerim eskiydi, kirliydim, sakallarım uzamıştı. Birden bana iyilikle, sevgiyle bakan bir yüz gördüm. inanamadım, ikinci kez zorlukla baktım resmine. Gene iyilik, gene sevgi vardı gözlerinde. Nihayet değişmezi bulmuştum. Resmin benim içime bakıyordu. Benim kendimi görüyordu. Bana hep dostlukla, iyilikle, sevgiyle baktı.
— Sana aşık olarak kalmak istiyorum, işte hepsi bu kadar.
— Şu acılarını at bir üstünden, gerisini sonra konuşuruz.
— iki insanı ilişkisi çok güzel bir şey.
— Dostluğu aşan ilişkilerden niçin kaçıyorsun?
— Bu sözünle aşık olmayı kastediyorsan, dostluğu bu dünyada hiçbir şey aşamaz.
— O halde sen bana aşık olmaktan da öte duygular içindesin.
— Hayır, ben sana aşık değilim.
— Olmaz böyle bir şey. Resmime aşık olman demek, beni sevmen demektir.
— Olmayan bir şeyi nasıl söylerim? Niçin beni anlamamakta ısrar ediyorsun? Ben senin resmine aşığım işte hepsi bu kadar.
— Sen ben yokken resmimi sevdin. işte ben varım artık. Resmin aslı benim. Bundan sonra ikimiz bu sevgiyi paylaşacağız. Bu aşkın yarısı bana ait.
— Sen dostlukların aşkların kolay mı kurulduğunu kolay mı sürdürüldüğünü sanıyorsun?
— Sakın benim dünyama girmeye kalkma, yoksa merhametsizce yıkmaya kalkarsın onu.
— Belki resmimin arkasında ben yaşıyorumdur. Sen beni görmeye çalışmadın. Ama istesen de istemesen de ben varım Halil!
— insanların gerçekten aşık olamayacaklarını sanırdım. Senin resmime olan tutkum bütün inançlarımı yıktı, Ben de sana aşık oldum.
--spoiler--
Bana göre; hayatımda gördüğüm en enteresan ve en saçma filmlerdendir.
Bir badanacı abinin, boyadığı evlerin birinde gördüğü bir fotoğraf üzerinden yaşadığı; hastalıklı ve fetiş bir aşk hikayesini anlatır. Hikayeye göre; fotoğrafın bulunduğu evin sahipleri, bir yıl boyunca yurt dışındalardır ve bu kafasına göre takılan badanacı dayı da, her gün bu boş eve izinsiz girip, koltuğa oturup saatlerce fotoğrafı seyretmiştir. zaten filmin başında da, bu saçma ve anlamsız hareketi sırasında ev sahipleri geri döner ve fotoğrafı seyrettiği sırada basılır. Fotoğraftaki kız da film boyunca, yine hastalıklı bir şekilde, (hikayenin saçmalığına göre; sadece fotoğraftan birisine aşık olmanın çok romantik ve eşsiz bir durum olmasından dolayı) bu badanacı abinin peşinden koşar. Boyacı arkadaşta sadece fotoğrafa manyakça aşık olduğunu, fotoğraftaki kişinin gerçeğine aşık olmadığını falan söyler. Badanacı abilerin de film boyunca -ne hikmetse- ellerinde sadece bir kez fırça görebilirsiniz. Sürekli orada burada gezerler ve gece gündüz alkol tüketirler vs. Dolayısıyla film boyunca o badana bir türlü bitmez. Hatta başka işe diye gittikleri yer de yine mükemmel manzaralıdır ve bu ikinci mekanda da ellerine daha fırçayı almadan direkt içmeye başlarlar.
Özetle; o zamanlarda -filmlerin bu kadar zahmetlerle çekildi bir dönemde-, bu filmi yapan hiç bir insan evladı bu senaryoyu adam akıllı okumadı mı, arkadaş? çeke çeke gerçekten de bu senaryoyu mu çektiniz?
Sanatsal kompozisyona sahip sahne tasarımları, ışık ve müzikler dışında, tek kelimeyle rezalet bir filmdir.
Bir badanacı abinin, boyadığı evlerin birinde gördüğü bir fotoğraf üzerinden yaşadığı; hastalıklı ve fetiş bir aşk hikayesini anlatır. Hikayeye göre; fotoğrafın bulunduğu evin sahipleri, bir yıl boyunca yurt dışındalardır ve bu kafasına göre takılan badanacı dayı da, her gün bu boş eve izinsiz girip, koltuğa oturup saatlerce fotoğrafı seyretmiştir. zaten filmin başında da, bu saçma ve anlamsız hareketi sırasında ev sahipleri geri döner ve fotoğrafı seyrettiği sırada basılır. Fotoğraftaki kız da film boyunca, yine hastalıklı bir şekilde, (hikayenin saçmalığına göre; sadece fotoğraftan birisine aşık olmanın çok romantik ve eşsiz bir durum olmasından dolayı) bu badanacı abinin peşinden koşar. Boyacı arkadaşta sadece fotoğrafa manyakça aşık olduğunu, fotoğraftaki kişinin gerçeğine aşık olmadığını falan söyler. Badanacı abilerin de film boyunca -ne hikmetse- ellerinde sadece bir kez fırça görebilirsiniz. Sürekli orada burada gezerler ve gece gündüz alkol tüketirler vs. Dolayısıyla film boyunca o badana bir türlü bitmez. Hatta başka işe diye gittikleri yer de yine mükemmel manzaralıdır ve bu ikinci mekanda da ellerine daha fırçayı almadan direkt içmeye başlarlar.
Özetle; o zamanlarda -filmlerin bu kadar zahmetlerle çekildi bir dönemde-, bu filmi yapan hiç bir insan evladı bu senaryoyu adam akıllı okumadı mı, arkadaş? çeke çeke gerçekten de bu senaryoyu mu çektiniz?
Sanatsal kompozisyona sahip sahne tasarımları, ışık ve müzikler dışında, tek kelimeyle rezalet bir filmdir.
güncel Önemli Başlıklar