bugün

(bkz: allah düşmanıma vermesin)
insan bazen kaybetme korkusuyla sımsıkı sarar sevdiğini. gözünden sakınır.
bu bağlılık, bu aşk bazen o kadar yorar ki sevileni, kaçmak kurtulmak ister.
ama sözü edilen tanım bu değil!
ne yaparsanız yapın elinizde tutamayacağınızı bilirsiniz. size göre çok gençtir.
0, her ne kadar; "seni her zaman seveceğim, sen benim biricik aşkımsın." dese de,
elinizden bir yağmur damlası gibi akıp gitmeye başladığını görürsünüz. çok acıdır, çok acı.
sizi üzen , onu kaybetme korkusu değil, "mutlu olabilecek mi?" kaygısı olmaya başlar.
karşılıksız sevmiş, almadan vermeyi ondan öğrenmişsinizdir.
o sizin yalnızca sevdiğiniz değil de, öğretmeniniz olmuştur artık!
arabesk takılanlar için;
(bkz: mutlu ol yeter)

ne diyor yüce şahsiyet, özlem tekin ablamız;
aşıksan korkuyorsan kayıp,
sevip de susuyorsan ayıp.

(bkz: aşk tek kişiliktir)
ps ı love you yu izledikten sonra sık düşünülen birşey ve acaba benim başıma gelseydi? diye sormadan edemediğimiz hadise.
sevgilinin memleketinizi terk etmeyi ve başka bir yere gideceğini bilmektir. beraber olamayacağınızda emin olmaktır. bu yüzden beraber olduğunuz zaman ondan ayrılmamak, seni kaybetmek istemiyorum demek ve buna rağmen herşeyin biteceğini bilmektir. sebepsiz ağlamak, mutlu olduğunda ağlamak, kendini durduramamak. krizlere girmek, dengesiz olmak, etrafındaki mutlu insanlara sinir olmak. sevdiğin insana seni görmek istiyorum, ne olur beni bırakma demektir.