bugün

"bana sevildiğimi söylemeyin!" diye bağırdım o gün.

mezuniyet günü, herkes hüngür hüngür ağlıyor. yüzümde muzip bir ifade. zevk alıyorum ağlamalarında. salakça çünkü. iki yüzlüce. biliyorum çünkü o yüzden ağladıklarını. cici gözükmek için herkese. herkes sarılırken bana "beni çok özleyeceklerini, ve çok sevdiklerini" fısıldıyor. herkesten aynı tepkiyi alınca iğreniyorum insanlıktan. 3 sene lise hayatım boyu bir kere olsun iyi bir şey söylemeyen insanlar neden ayrılırken akıllarına gelen tüm sevgi sözcüklerini fısıldıyorlar. "beni sevdiğinizi öğrenmek istemiyorum bu yüzden. bana faydası olacak bir şey söyleyin. 3 ay sonra aramayacak, sokakta görse selam vermeyecek insanoğulları beni sevdiğini söylüyor. olacak şey değil."

herkes bana pis pis bakıyor.

yalan söylemek her zaman daha kolay geliyor insanlara. çünkü asla doğruyu söyleyemezler böyle durumlarda.
diyemez ki:
"salcaliyumurta biz sana hep gıcık davrandık 3 sene, eteğini kaldırmaya çalıştık yürürken, saçını biz çektik arkadan." diyemezler işte.

çok sevdiklerini söylerler. sevdikleri için olmuştur hepsi. sevdiğine çektirmek adına. yersen tabi.

sevildiğimi öğrenince tiksiniyorum karşımdakinden. "beni sessizce sev" diyorum. ağzına almışsan bir kere o lafı, belli edemiyorsundur sevdiğini. "cümleleri kullanıyorsundur" diyorum. cümleleri kullanma! harcama onları.
(bkz: yazık yaa)