bugün

sevgilinizle body worlds adlı sergiye gitme durumudur efem.

yaklaşık iki ay önce, italyan bi' arkadaşımızın bize hediye etmiş olduğu iki biletle gittiğimiz sergiydi. şimdi "lan öğrenci adamın ne iş var böyle sergilerde amına koyim! 21 lira verilir mi bu sergiye?" diyeceksiniz ama celallenmeyin hemen! parası cebimizden çıkmasa da, bu sergiye bu para verilir arkadaş. neyse efendim sıcak bi' temmuz gününde karaköy'den yürüyerek sergi alanına geçtik ve 16:00 gibi içeriye giriş yaptık. çok fazla kalabalık değildi ama o yaz sıcağında fülar takmış bi'sürü entel ağbi gördük. girişte "lan bende fülar yok, ya almazlarsa beni!?" tereddütünde kalsam da sorunsuz bi' şekilde kaslı cesetlerle karşı karşıya kaldık. içerisini anlatmak istiyorum biraz sizlere: kadavralar plastinasyon yöntemiyle sanat eseri haline getirilmiş. bu kadar. bundan sonrası sergi hakkındaki kişisel düşüncelerimi içermektedir:

bütün kadavralar da erkekmiş amına koyim, hepsinde de kol gibi yarrak var afedersiniz. ulan bi' ara zenci kadavra sergisinde olduğumuzu zannettim. çoğu insan sergide sanat eseri, kadavraların kas haritaları vs. görmüştür, ben yarraktan başka bi'şey görmedim arkadaş! bi' kere dikkatiniz o yöne kaydıysa mümkünatı yok toparlayamıyorsunuz. hayvanlar filan da vardı sergide,.at vardı, zürafa filan da vardı hatta. ulan zürafada ne yarrak varmış lan! yemin ederim kolum kadar. at desen, efsane hayvan zaten... neyse efendim kız arkadaşımla gittik sergiye, resmen ezildim büzüldüm. koysaydınız ya arkadaş oraya üç-beş tane de japon kadavrası. ne gerek var amına koyim, damarlı 20 cm koymaya... neyse arkadaş bi' daha da böyle sergilere gitmem.

hele ki sevgilimle... gideni siksinler!