bugün

Zor iştir. Bir süre sonra hangi analizin nereye çıkacağını kestiremeyip saat kaç? bile diyemeyecek noktaya gelebilirsiniz. işin kötü tarafı karşınızda koşullar ne olursa olsun bağırıp çağırmayan bir sabır ve sükunet abidesi vardır, normal kadınlarda yüzde bir olan tartışmaya girip kazanma ihtimaliniz bu sevgiliyle sıfırdır.

sahne : Koltuğa oturup telegol seyretme planınız vardır ( evet psikolog sevgili ve telegol birarada). o anda açık olan herhangi bir kanalda reklamlar vardır ve tv karşısında kimse yoktur. kumandayı alıp kanalı değiştirirsiniz, o da içerden odaya girer ve olaylar gelişir.

- lütfen artık uzatma

Ben : neyi uzatmayayım ? (permolitin sunduğu telegol başlıyor)

- tekrar aynı konuya dönmek istemiyorum

Ben : hangi konu ? (erman hoca göründü)

- Tahmin ediyordum böyle yapacağını, hala bu şekilde davranmana inanamıyorum, basit bir konu ve bu şekilde mi çözüleceğini düşünüyorsun?

Ben : lan noluyor, konu ne ? ( gökmenin gözlüğüne kurban)

özet : gündüz bir arkadaş hakkında olumsuz konuşmuştur ve konuşmadan 1 dakika sonra ben bunu hafızadan silmiş olmama rağmen telegol'ün onun o anda seyrettiği filmin reklam arasına girmesini fırsat bilerek ve gündüz yaptığı yorumlara konuşarak cevap vermek yerine sadece onu sinirlendirmek amacıyla açıldığına ve bunun çocukça bir davranış olduğuna kanaat getirmiş ve ilkokulumdan başlanarak beni bu pasif protest tavra iten sebepler araştırılmaya başlanmıştır. istediğin kadar filmden haberim yoktu, o ibne arkadaşımı bende çok sevmem zaten de, olan erman hoca'nın pırasalarına oldu.

Lan arkadaş anlayın biz 100 yıllık perspektifle hareket etmiyoruz. Canımız istiyor yapıyoruz, istemiyor yapmıyoruz. hepsi bu