bugün

Sana acımıyorum, kızıyorum demiştim ya.. Sanırım düşününce aslında acınacak halde olduğunu fark ettim. Tam acımaya başlıyorum sana, sonra kendi kendimi toparlayıp tekrar kızıyorum, nefret ediyorum.. Diyorum ya, düşünüyorum bazen.. Sen hiç mutlu olamayacaksın.. Bunun da farkındasın.. Kendinden kaçmaya, kaderinden kaçmaya çalışıyorsun.. Sürekli farklı farklı şeyler denemen hep bu yüzden.. Yüzleşemiyorsun bir türlü kendinle, kabul edemiyorsun.. O kadar çok hata üzerine hata yapmışsın ki telafisi olmayan.. Acaba mutlu olur muyum? çabası içerisindesin.. işte ben de bu çabalarından, deneme yanılmalarından biriydim senin için onu anladım..

Sen bana da tutunmaya çalıştın, olmadı.. Farkında olmadan kurduğun bir cümle vardı, işte o belki de hayatında kurduğun en doğru cümleydi.. "Dostlarım vardı.. Ama ben mutlu değilim.. Neden böyle oldu?" O kadar çok insanın ahını almışsın ki, o kadar kişi senden nefret ediyor ki.. O kadar çok insan senin gerçekten ölmeni istemiş ki içinde.. O kadar çok utancın var ki.. O kadar çok kendi yükün var ki sırtında.. Yerinde olsam kendimi camdan atardım, bu utançla hala nasıl yaşıyorsun bilmiyorum..

işte bu yüzden acınacak haldesin ama sana acımıyorum. Belki de hep böyle kötülük gördüğüm insanlara kızmak yerine acıdığımdan kaybettim.. Belki de nefret duygusunu, kin gütme duygusunu da yaşamak gerekti..

Bu da sana denk geldi..