bugün

Dünyadan izole, bir adada yaşayan sentinel kabilesi var.
Bu kabile 10.000 yıldır dış dünya ile hiç bir bağı bulunmamakta. Bildiğiniz avcı ve toplayıcı olarak yaşıyorlar. Tarım ve hiç bir şey yok.

Kuzey Sentinel Adası. çevresindeki diğer adalar ile hiç bir bağı bulunmamakta. Çok değişik ve medeniyetten çook uzaklar. Günümüz medeniyetiyle hiç bir bağları yok. internet, elektrik teknoloji gibi hiç bir şey yok. Kayıkları bile yok sanırım.

Bu küçük adanın yerlileri diğer kabilelerden çok farklı.
Uzaydan görüntüsü,
görsel
görsel

Adanın diğer kıyılardan uzak olduğu kesin, fakat Amazonlar'ın ücra bir köşesi gibi ulaşılamaz bir nokta da değil. Fakat ada halkı kayıtlara geçen tarihin başından beri dış dünyayla bağlantıyı reddetmiş.

Amazon Yağmur Ormanları'nda ulaşılması zor alanlara gizlenmiş kabilelerin aksine, aslında Sentinelliler yüzyıllardır bilinen bir toplum. Fakat dışarıdan gelen bağlantı kurma çabalarını oklarla saldırarak uzaklaştırıp herhangi bir yabancı toplumla bağlantı kurmak istemediklerini yüzyıllardır açıkça belli ediyorlar.
Avrupalı sömürgecilerin daha büyük Andaman Adaları'na yaptıkları ziyaretler ve batık gemiden kurtulup vahşi Kuzey Sentinel Adası'nda hayatta kalmaya çalışanlar haricinde, Sentinel Adası büyük ölçüde bakir kalmış.
görsel
1880 yılında ingiliz bilim insanı M.V Portman liderliğindeki bir keşif ekibi 6 yerliyi adadan zorla kaçırdılar. Bu 6 yerlinin bir kısmı hastalıktan öldü. Hayatta kalanları ise keşif ekibi yanlarında hediyelerle adaya geri bıraktılar.
görsel
Bu ziyaretin dışında ada halkı 20. yy'ın ortasına kadar bir daha rahatsız edilmedi fakat Portman fotoğrafta görülen Andamanlı kabile üyelerinin üzerinde antropolojik çalışmalarını sürdürdü.
1960'larda Hint Hükümeti Sentinel Halkı'yla bağlantı kurma görevine kalkıştı ve 1967'de adaya düzenli ziyaretler yapılmaya başlandı fakat bu ziyaretler adalılara hediyeler bırakıp oradan ayrılmanın ötesine geçemedi.
görsel

1981 yılında Primrose isimli Panamalı yük gemisi ada kıyısındaki resiflerde çakılı kaldı. Sentinel yerlileri, gemideki silahsız mürettebat kurtarılmayı beklerken üzerlerine oklar yağdırdı.

görsel

Primrose'un batık kalıntısı bugün hala Sentinel kıyısındaki resifte duruyor.
'Sentinelese' adı verilen Kuzey Sentinel Adası'nın sakinleri dış dünyayla neredeyse hiç bağlantı kurmuyorlar ve kurulması adına yapılan girişimleri de saldırılarla engelliyorlar. Bu yüzden adalılara ait fotoğraflar genellikle uzaktan veya havadan çekilmiş fotoğraflar olabiliyor.

Sentinel Kabilesi tarım yapmıyor ve 10000 yıl öncesindeki toplumlar gibi 'avcı ve toplayıcı' olarak yaşıyorlar.
Bundan 10 yıl sonra, Hint antropolog Madhumala Chattopadhyay yaptığı bir kaç ziyaret sırasında adalılarla dostane iletişimler kurmayı başardı.

görsel

Fakat daha sonra ada halkını dış dünyadan geçebilecek olan hastalıklardan korumak için Hint Hükümeti bu antropolojik gezileri durdurma kararı aldı.
O ziyaretlerden sonra Sentinelliler arkadaş canlısı tavırlarından tekrar uzaklaştılar. 2004 yılında Hint Okyanusu'nda meydana gelen tsunami sonrasında bölgede incelemeler yapan helikoptere oklarla saldırdılar.
görsel

Bir başka ilginç nokta ise; Sentinel Halkı bu fırtınayı önceden tahmin etmiş ve adanın yüksek bölgelerine kaçarak tehlikeyi atlatmışlardı.
görsel
ilerleyen zamanda Sentinel Kabilesi daha da ileri gitti ve 2006'da iki balıkçı adaya fazla yaklaştıkları için öldürdüler.
görsel
Günümüzde bu ada hala hem ada sakinlerinin hem de ziyaretçilerin güvenliği için 'girişe kapalı bölge' olarak tutuluyor. Bölgeye herhangi bir bilimsel gezi çalışması yapılmıyor ve Sentinel Kabilesi modern toplumdan uzak olarak yaşamına devam ediyor.
sentinel kabilesi ile ilgili videolar:
https://www.youtube.com/r...h_query=sentinel+kabilesi
tırnaklarıni neyle kesiyorlar acaba yoksa uzayıp uzayıp kendiliğinden mi kopuyor.