bugün

gs taraftarı tarafından sorgulanan problemdir. malum iki futbolcu hem formsuz hem de inanılmaz derecede ruhsuz ve aldırmaz. bu yüzden takımda bir problem oluşturuyorlar hemen bu problemi çözelim. geçen sezon sonunda ünal aysal 2 futbolcu ile de masaya oturdu ve yeni sözleşmeler imzaladılar, yeni sözleşmelere göre:

selçuk inan yıllık 2 milyon euro garanti para artı maç başı 15 bin euro'dan 5 yıllık imza attı.

burak yılmaz yıllık 2 milyon 300 bin euro garanti para artı maç başı 20 bin euro'dan 5 yıllık imza attı.

iki futbolcu da 29 yaşında, yani 30'lu yaşlarda da bu paraları alacaklar, yani garanti paraları garanti alacaklar. 34 yaşındayken bile.

şimdi bu futbolculara türkiye şartlarında bu kadar çok garanti para verirsen elbette oynamaz. çünkü futbolcuya karşı bir yaptırımın yok. bugün kovsan sike sike vereceksin 5yıl o garanti paraları, ipler selçuk ve burak'ın elinde. canları isterse oynarlar istemezse oynamazlar.
Futbolcu olmaları.
Kendilerini sağlama almaları.
bir futbolcunun sadece senelik ücretinin arttırılarak idare edilebileceğini zannedecek kadar sığ kişiliklerin yönettiği bir takımda oynamaları.
müfredattan kaldırılmalıdır.
(bkz: zopa)

istiyor, istiyor...
bilinmeyen problemdir. ama kesinlikle bir düşüş vardır. milli takım için ve galatasaray için kesinlikle bu problemlerin çözülmesi gerekir.
paradır. sözleşmelerindeki paraları yarıya indirin ikisi de ilk geldikleri gibi oynarlar.
burak yılmaz'ın problemi var mı bilemem, benim gözümde hep bu kalibre bir adamdı. trabzon'da çok gol attığı yıl, çektiği şuta oranladığınızda inanılmaz düşük bir istatistik vermekte zaten. terim drogba'yı bu adamın defolarını kapatabilmek için almadı mı? terim'in kendi ifadesi "benim savunma veya solbek sıkıntım yok. benim santraforum top tutamadığı için bu kadar gol yemekte bu takım"
şimdi kusurA bakmayın, burak efendi sadece topla buluşabilmek adına koşular yapan bir adam. ikili mücadeleye girmez, takım savunmasına katkısı yoktur. böyle oynanır mı? oynanır. ama o zaman öyle bir ortalaman olması lazım ki; takım seni tolere etsin. yanisi; jardel olmasan bile yakın bir istatistiğin olacak, bu lüxü hak edebilmek için.

gelelim selçuk inan'a...

bu adam burak'tan farklı olarak yetenekli, özel bir adam.
manisa'dan beri takip ettiğim bir oyuncu. düşüş dönemleri hep oldu. o zamanki hocaları veya yöneticileri bir şekilde durumu kotarmasını sağladı. manisa'da oynadığı dönem adı çıkmıştı, "sadece canlı yayın olan maçlarda iyi oynuyor" diye. bu motivasyon sorunu olduğunu gösterir. o dönem bunu çözmeyi başardılar, trabzon'a transfer yaptı selçuk. selçuk trabzon'la lige çok iyi başladı, sonra yine düşüş yaşadı. o dönem ersun yanal bu işi iyi çözdü. selçuk'un özel hayatındaki sıkıntılara dair en ufak bir fikrim yok. ama bu çocuğun zaten dönem dönem böyle sorunları oluyor. 3-4 maç hiç oynatmamak, futbolu özlemesini sağlamak bile belki bir çözüm olabilirdi, ama selçuk meselesi, gs yönetimi ve hocaları tarafında o kadar kötü idare edildi ki; galiba selçuk'u ülke olarak kaybetmek üzereyiz. ve bunda gs yöneticilerinin suçu neredeyse selçuk kadar.