bugün

bir çoğumuz 99 istanbul depremini yaşadık iliklerimize kadar hissederek gördük. bir sesten bir iniltiden, "sesimi duyan var mı?" sorusuna gelecek herhangi bir cevaptan medet umulan acı dolu günlerdi. durum heyelan ve selde daha karmaşık, sesimi duyan var mı demenin faydasız olduğu bir olay bu çaresizlik dolu.. doğal felaketlere gelişen zamana rağmen engel olunacak bir yöntem icat bulunamaması insanın doğada ne kadar etkisiz bir canlı olduğunu kanıtlıyor. tabi her doğal felakete de insan etkisizdir demek yanlış olur. trabzonda bir kaç gündür devam eden şiddetli yağışın etkisiyle heyelan ve seller oldu. çok can kayboldu gitti. bulunamayanlar var hala. hatta o kadar etkiliymiş ki durumun tanımı 'gökten felaket yağdı' olarak tanımlanmış. trabzondaki felakette 3 kişinin öldüğü, 7 kişinin hala arandığı, 4 kişinin de yaralandığı söyleniyor. bunda devletin suçu var mı diye de aslında araştırmak lazım. çünkü ayrıntısına bakınca 4 ev ve 2 iş yeri ile bazı köprülerin yıkıldığı, okul, cami, yol ve tarım arazileri ile su ve elektrik nakil hatlarının hasar gördüğü mahalleler olmuş. tespit çalışması başlatılmış. ev yaparken okul yaparken cami yaparken kimse bakmıyor mu toprak nasıl inşaya elverişli mi sel heyelan riski var mı yok mu. gerçi insanımızda da problem var çünkü gidip ağaçların ortasına dikey bir yere ev yapıyor adam. bunun denetleyeni yok mu tehlike arz etmiyor mu? inşallah kaybolan canlarımız bulunur bir an önce. gerekli tedbirlerin alınması lazım.