bugün

(bkz: allah yapisi degil kul yapisi)
(bkz: olur mu olur)
asker asker
sekiz asker
silahlari tutuk
esir asker.
"heeey !heeeey! biz sizdeniz telaffuza geçelim, bırakalım taarruzu"gibi konuşma seslerinin yükseldiği fikrime ve şüphelerime boyun eğsemde, kendime, yine de "yok be oğlum derin mi derin bu devlet kimbilir ne bit yeniği vardır yine altında" diye düşündüğüm, tutukluğun devletin ince siyaset tekelinde olmasında diye yorumladığım ve son söylediklerimin üzerine bir başlık açılabilir diye mırıldanma moduna geçtiğim hadi bakalım şimdi ne olacak şeklinde bir durumdur.
silahın tutukluk yapması konusu yanlış bir anlatımda ateş altında silahın şişmesi olsa, kulağa mantıklı gelir. ancak her haftasonu silah a yapılan bakım, yağlama ve temizlikle silahın tutukluk yapması söz konusu olmaktan çıkar. yok eğer silahının bakımını yapmazssan namlunun içi karıncalanma tabir edilen korozyona neden olur ve mermi sıkışır. buna ilaveten * parçalar pas tutarak takılmalara neden olur. çatışma riski olan bir bölge de silahının bakımını yapmayan ve hazır bulunmayan bir asker zaten asker değildir.
tetikleme mekanizmasina para sikismasidir.
Askerlerin bağlı bulundukları ilk ve daha üst amirlerinin, bölgenin kritik durum arzetmesine rağmen, silah ve techizata gerekli önemi vermemeleri sebebiyle ortaya çıkan durumdur.

Askerlik mesleği, emir komuta kademesine dayalı bir sistemdir. Manga komutanından tugay komutanına kadar birliğin başında bulunan ve emretme yetkisine haiz her asker, birliğindeki personelin eğitiminden, silah ve techizatının bakımından, sevk ve idaresinden sorumludur.

Hele ki çatışma bölgesi olarak adlandırılan kritik bir bölgede görev yapan personelin her an her saniye kullanmak durumunda kalacağı silah ve techizatın, birlik komutanları tarafından çok daha özenle kontrolü esastır.

Komutan beyindir. Bugün çıkan bir habere göre * askerlerin bağlı oldukları tabur ve takım komutanları tutuklanmıştır. Askerlerin verdikleri ifadelerden takım/tim komutanı olarak görev yapan üsteğmenin çatışma boyunca bir kayanın arkasında saklandığı, çatışmaya müdahil olmadığı ve çatışma bittikten, atı alan üsküdarı geçtikten sonra ortaya çıktığı neticesi çıkmaktadır. Bu elbetteki kabul edilebilir bir durum değildir. Bahsi geçen üsteğmenin harbiye kökenli olmaması, tezkere bırakan bir yedek subay olması da bu ihtimali güçlendirmektedir. Ve tabi ki bizler haber kanallarının yalancısıyız.

Şu ana kadar bu olayla ilgili olarak adı geçen hemen herkese bok attık, atmaya da devam edeceğiz, çünkü işimiz bu.

Bok atmak bizim işimiz, arayın bok atalım. *
Bok atmadığımız kimse kaldıysa lütfen bizi bilgilendirin, onlara da bok atmak suretiyle misyonumuzu tamamlayalım ve de enrtymizi veciz bir bkz ile noktalayalım.
(bkz: bilmiyorsan bu boku git mektebinde oku)
yalan olabilecek haber ve itiraftır. ama yalan olması şu andan itibaren o kadar da önemli değildir. zira askerler esir alınmış, bırakılmış ve tutuklanmıştır. bizim için burayla ilgili konular bitti gibi. elbet merak ederiz gerçekleri ama bir şeyi değiştiremeyiz. oysaaa;
şimdi, yalan bile olsa, sekiz asker de silahının tutukluk yaptığını söyleyebiliyorsa bu benim için şu demektir; daha önce de silahlar tutukluk yapıyordu. peki, daha önce şehit olan kaç askerin silahı tutukluk yaptı da biz haberlerde, "pusuya düşüp şehit oldular" diye dinledik? silahların tutukluk yapma oranı bu olayın yarısı kadar bile olsa bu çok fazla değil mi? türkiye, her yıl bütçesinin çok çok önemli bir kısmını askeri harcamalarda kullanırken, çatışmadaki askerlere çalışan silah sağlanamamasının açıklaması ne olabilir?
evet, silahlar kul yapısıdır. ve diyelim askerler yalan söylüyor, aslında 4 tanesinin silahı tutukluk yaptı. sadece bu kadarının gerçek olduğunu düşünsek bile, şimdiye kadar orada ölen askerlerin kaçının silahlarının tutukluk yapmasından kaynaklanmış olabileceğini düşünebiliyor musunuz? saltanat yaşayan askerler, çatışmaya gidecek erlere sağlam silah da mı sağlamıyorlar?

olm bizi çok pis yiyolar ben size söyliyim. ne lan bu böyle!