bugün

en asil duyguların çocuklarıdır. sendir, bendir, odur. yok lan dur, ben değildir. neden olduğunu entrynin ilerleyen bölümlerinde anlatacağım.

hah şimdi bu çocuklar 90 larda daha çoktu etrafta. yaz geldi mi sokağa saçılır, çeşmelere koşar, şapkalarını ıslatırlardı. sonra ıslattıkları şapkalarını takıp yollarına devam ederlerdi. ağızlarından burunlarından su damlaları saça saça neşe içinde koşuşurlardı bahçelerde. amaçları serinlemek tabii. onu taktın mıydı süper oluyordu böyle, en ufak rüzgar 'fuuu' dedi mi serinlik geliyordu kafaya. yaşamadım ben, bir arkadaş anlattı.

neyse bu çocuklar böyle serinliyorlar falan da, çok skindirik oluyorlar sonra be. lan bir kere hepsinin alın bölgesi bembeyaz, geri kalan kısımları kapkara oluyor. amele yanığı olup dolaşıyorlar meydanda. ters taksana o şapkayı lavuk.
sonra bu şapkalar en fazla 5 dakika ıslak kalıyordu. güneşi yedikçe yavaş yavaş kuruyup, genleşiyodu. yamırcık gibi birşey oluyordu, ben isimlendiremedim şimdi. ondan sonra koş eve

+ babaaa, gassaraylı şafka alalım mııa?

de. olacak iş mi lan? sen s.k ebesini şapkanın, ondan sonra babaya koş.

bir de bunların kafaları leş gibi kokuyordu. su değil yumurta akıyla ıslatıyo şapkayı mübarek. yanlarına yaklaşılmıyodu lan. saçları da beton kesiliyordu bir süre sonra.

benim annem hiç izin vermedi bu serinleme yöntemini kullanmama. neymiş? kafama güneş geçermiş, beynim kanarmış. lan kanasın elleme. ter akıyodu kıçımdan o veletler şapkalarına su doldurup dondurmalarını yalarken. yazık değil mi oğluna hağ?
kendimce çözümüm vardı elbet. ben direkt kafamı sokardım suyun altına. en fazla 2 dakika ıslak kalırdı o da. ondan sonra yatak am.ına koyim.

yaz günü az sümük akıtmadı bu burun.