bugün

bu yazarları gördükçe damarlarım çekiliyor, tüylerim dik dik gözlerim yaş yaş oluyor. nasıl bir ortamda nasıl insanlarla beraberim ilahi yarebbel-alemin diyorum. eğer bir yazıya, bir olaya çok güldüysek bunu ifade edebilmeliyiz bunun da o kadar kolay bir yolu var ki denedikten sonra memnun kalmazsanız 8 gün içerisinde götünüzün kenarlarında buz kalıbı gezdirebilirsiniz. çünkü verdiğim çözüm bile işe yaramıyorsa sizi memnun etmenin bundan başka yolu olmadığını düşünürüm;

"çok güldüm", "çok komikti" gibi söz öbekleri sizin durum karşısında çok güldüğünüzü rahatlıkla ifade edebilir. çok güldüm bile yetmiyorsa bunu klavyeden düşerek mi ifade edelim yani? ayrıca nasıl bir gülmedir bu götünüz başınız ayrı mı gülüyor da sandalyeden düşebiliyor bu yazarlar. çok gülmekten daha öte ne olabilir ki angut? ayrıca klavyeye nasıl kola dökebiliyorlar? insan değil misiniz? ciddi anlamda soruyorum insan değil mi bu yazarlar onlarda el değil de toynak falan mı var? anlayışla karşılarım çünkü öyleyse son kulvarda*.

temsil ettikleri ekolün tarihçesini bile inceledim amuna koyim. bütün gün evde annemle oturuyoruz zaten iş yok güc yok okul yok. ya örgü örmesini öğreneceğim ya da şu anda olduğu gibi onun bunun mallıklarını deşifre edip "hahaha bakın lan şunlara ne kadar salaklar, oysa ben çok zekiyim" modunda otuzbir çekeceğim. tarihçe şu. 2000 li yıların başlarında kopuyorlardı "aaağbi gördüğüm anda koptum olayı" adamlarıydı bunlar. daha sonra çok tiki ortamlarına düştü bu laf. en son olarak da ibonun bile kopartmalı türküsü ile piyasada yerlerini "yarılan yazar ekolü"ne bıraktılar. günümüzde de neslini devam ettiren bu ekol serengity düzlüklerinde ve galapagos un mağaralarında belgeselciler tarafından film edilmektedir. çünkü bir iç çatışmaya girdiler ve "ne yarılması, neremizden yarılıyoruz, kim yarıyor" gibi çağrışımlarla günümüzdeki son hali olan sandalyeden düşen kola püskürten götünden ocak yakan süper mario brosun da bölüm sonlarında görülebilen yazarlara terfi ettiler..
gülelim eğlenelim bu dünya kimseye kalmaz ama insan gibi.. gerçekleşmemiş olayları gerçekmiş gibi yapmayalım.