bugün

futbol federasyonunun açıkça popülizm yaptığının, kadınların ikinci sınıf insanlar olduğunu ilan eden, kadınlarla çocukları aynı kefeye koyan, anayasının eşitlik ilkesini açıkça ihlal etmesine yol açan karardır.

bazı insanlar bu kararın nimetlerinden faydalanmak için buna pozitif ayrımcılık diyor. bunun kesinlikle pozitif ayrımclılıkla bir ilgisi yoktur. pozitif ayrımclığın özünde belirli bir haktan yararlanma şansını belirli grupların kullanmasının önündeki engelleri kaldırmak vardır. kadınların bir maça gitmesinin önünde hali hazırda bir engel yoktur. ya da bir kadının maça gitmesi için ekstra bir düzenleme başka bir hak vermeye gerek yoktur. kadınların erkekler kadar maça gitmemesinin nedeni sosyo ekonomik nedenler kadar kadınların toplumdaki rolü, ve kişisel zevk ve tercihleri ile ilgilidir.

kadınların futboldan anlamaması, futbol hakkında sınırlı bir bilgiye sahip olması da zeka veya akılla ilgili değil, zevk ve tercih ile ilgilidir.

- seyircisiz maça kadınlar ve 12 yaş altı erkek çocuklar alınarak, istemli veya istemsiz trübünlerin tamamen kadınlardan ve çocuklardan oluşması ceza olarak görülmüştür.

- bir maça 13 yaşındaki bir erkek çocuğunun girmesi yasaklanırken 35 yaşındaki kadının girmesi serbest bırakılarak 13 yaşındaki erkek çocuğunun 35 yaşındaki kadından daha tehlikeli olduğu algısı yaratılmıştır.

- stadda olay çıkaranlar, maçın gidişatına etki edenler, sahaya yabancı madde atanlar tek tek tespit edilip cezası verilmek yerine toptn ceza veren federasyon, herkesin gönlünü almak kimsenin kolay itiraz edemeyeceği kadınlara bedava maç uygulaması getirerek ucuz bir sempati kazanmıştır.

federasyon seyircisiz maçların sadece kadınlara yönelik olması kararını aldıktan sonra toplumun hiç bir kesimi buna itiraz edemeyecektir. çünkü toplumun zaten önemli bir kısmı tribünlerdeki holiganlıktan, saldırganlıktan, kavgadan toplu küfürden tiksinmişti. ayrıca hiçkimse seyircisiz cezadan yana değildi. seyircisiz maçın bir anlamı yoktu. bunun yanında sadece kadınların alındığı bir maç erkekler için bir görsel şölen, bir göz ziyafeti, ve bir tatmin sağlamakta. dünyada örneği olamdığı için de hem eğlenceli hem ilginç hem de komik görüntülerin yaşanmasını sağlamakta. kısacası kadın figürü apaçık bir şekilde kullanılmaktadir. kadınlar syirci olarak maçın bir yan öğesi değil bilakis maçın öznesi olmaktadırlar.

- pozitif ayrımcılık durumları da bu noktada saçmalık ve göz boyamadır. o halde otobüslerde kadınlardan daha az ücret alınız. o halde kadınlar daha az vergi versinler. o halde kadınlar kamu hizmetlerinden daha az masrafla yararlanabilsin vs..
ama işin gerçeğinde öğrenciler otobüslerde daha az ücret ederler. bebklere çol çocuğu da çoğu kez ücret ödenmez. çünkü öğrencinin geliri az olduğu varsamıyla hareket edilir. amma ve lakin siz kadınlar da daha az ücret ödesin derseniz o zaman kadınlarla çocukları aynı kefeye koymuş olursunuz.

çocukların en büyük özelliği birincisi toplumun başına bela olacak kadar büyük şiddet eğilimi gösterme ihtimali düşük olması ve aklı henüz gelişmediği için kendi duygusal dünyasında sessiz ve zararsız bir şekilde yaşamasıdır.

işte tam da bu noktada kadınlara maçların ücretsiz olması siz aklı olmayanlar, siz güçsüz yaratıklar hadi sevinin eğlenin gelin nasıl olsa siz bir şeyden anlamaz bir şeyden çakmaz ve bir şey de yapmazsınız. hem siz tribünde olun görsel güzellik olsun hem de eğlenmiş olun demekten başka bir şey değildir.

- ayrıca bu kadar hiç bir hukuksal dayanağı olmayan anayasanın eşitlik ilkesini açıkça ihlal eden bir karardır.

bizim gibi bir şey bedava olduğunda içeriği amacı ne olursa olsun itiraz etmeyen olaylara ilkelere göre değil pragmatik menfaatlere göre bakan toplumlarda itiraz mekanizması iflas eder.

maça gidememin üzüntüsünü yaşayan holigan vari cinsiyet ayrımcılığı yapan maço tipler dışında kimsenin sesi çıkmaz. bu karar gerçekte kadınları taçlandıran değil, onları kullanan ikinci sınıf yerine koyduğunu ilan eden, 12 yaş altı çocukla aynı kefeye koyan bir karardır.
dünya'da ses getiren, diğer ülkelerce de uygulanmasını beklediğimdir.
maç çıkışına gitmek gibi bir kavramı hayatımıza sokandır.
özetle benim çok beğendiğim ve güzel olduğuna inandığım iştir.
maç sonrası yapılan röportajda '' maç nasıldı '' sorusuna kadınların '' valla formaları çok hoşuma gitti,özellikle renkleri onun dışında konuşmaktan izleyemedim '' cevabını vermesi olası olan durumdur.onlar için çekirdieksiz bir maç düşünülemez.burda amacım küçümsemek değil sadece olası durumları göz önünde bulundururarak söyemek.çocukların durumu ise '' oha oğlum ne biçim vurdu topa gördün mü?, çok güzel goldü lan '' türünden diyaloglardır.
olayın sosyal boyutu da kuşkusuz güzel.erkekler kadar kadınların ve çocukların da statta maç izlemesi en doğal haklarıdır.
bir kadın taraftar olarak desteklemediğim karardır. 'biz de taraftarız! ceza mıyız biz?' diye isyan etmek istediğim uygulamadır. ayrıca bedava bilet olunca mı insanların aklına geliyor takımlarını desteklemek? ben de gidip tribünde maç seyrediyorum başıma da hiçbir şey gelmiyor. geçiniz artık kavgaymış, holiganlıkmış... doğru düzgün durursan, nerede olman gerektiğini bilirsen gayet zevk alarak maçını seyredersin arkadaşım. 'oh be! sonunda holiganlar olmadan güzel güzel maç seyredebileceğiz' diye düşünen kadınların hayatlarında kaç maçı statta seyrettiklerini merak ediyorum. tribün dediğin bir bütündür, öyle de kalmalıdır!
sadece erkeklerin kozmetik üstüne satış yapan mağazalara alınması ile eş durumdur. başlangıçta göze sempatik ve hoş gelebilir ama varsa eğer götü yiyen bu işi 10 hafta yapsın ondan sonra tekrar değerlendirelim.
güncel Önemli Başlıklar