bugün
- metin arolat12
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı69
- bimde çalışanda akıl var mı13
- anın görüntüsü22
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- narin güran14
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- siber güvenlik başkanlığı9
- bel çevreniz kaç cm9
- neden sürekli kabız oluyorum11
- sudekiray12
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim22
- sağ yan ağrıması8
- menuet13
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- geçmiş olsun menuet13
- arkadaşlar beni neden insta'dan takip etmiyorsunuz12
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz11
- notaların cinsel ilişkiye girmesi10
- derbi sonrası mourinho'nun istifaya davet edilmesi11
- zafer partisi16
- uludağ sözlük discord grubu12
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri9
- sahilde eğlenen suriyeli genç erkek kardeşlerimiz14
- sözlükte tek destekçimin true olması8
- kuresel ikinma'nın ne biçim yetkili olması11
- çekrekliğe bi vursak yüzde 75i boşa gider10
- türk sevmeyip afgan ve suriyeli seven yazarlar17
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- bana aşık yazarlar15
- kuresel ikinma'ya yetkili diyen zavallılar10
- gocu silik yesin kampanyası15
- doritoslu çiğ köfte16
- menuet'in çok gergin ve sinirli olması9
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna9
- gocu isimli küfürbazın çaylak olması10
- eve çağıran erko21
- umut halil icardi9
- türkiyede neden herşey pahalı8
- bir kadın sizi takip etmeden storynize bakıyorsa12
- cennetteki köşklerin 70000 odası olması11
- clara heidi'nin halası mı teyzesi miydi9
- ilk buluşmada erkekten istenecek belgeler9
- sözlük erkeklerinin mesleği ve maaşı23
- evlenmelik sözlük erkekleri18
- çok güzel ama aptal hatun25
- hiç fuhuş yaptınız mı15
- idrarda sürekli köpüklere rastlamak14
- gelen sığınmacılara karşı çıkmayan islamcılar20
hayatımda iki defa başıma gelen ve algılarımı alt-üst eden hadise.
sanırım genelde öğrenci veya bekar evlerinde yaşanır. bu bir sabah gözlerimi açıp odadan salona geçince, masanın üstüne konulmuş soğanın neden orda olduğunu düşünmekten daha da vahimdir. neticede, soğanla değil insanla karşılaşıyorsun. ama ve fakat soğan olsa dahi kafayı yersin. ne işi var bu soğanın burada! kim koydu? amaç neydi? bir işaret mi yoksa bu? vs. vs. vs. öyledir ya! sabah kalkınca biraz da aptaldır insan. olayları birleştirememe, toparlayamama durumu normal şartlarda bile hasıl oluyorken böyle gayet sıradışı "şey"lerle karşılaşınca daha da berbat oluyor.
neyse efendim, biz biliriz ki, her insan kendi evinde belli bir düzen kurar. yani banyoda kullandığı sabunu tekrar yerine koyarken ki şeklinden tutun da, mutfakta kullanılan bulaşığın bırakılma tarzına kadar. ve nu tuhaftır ki eve gelen misafiri görmesen dahi eve yabıncı birinin girdiğini hissedersin. durum böyleyken sabahın köründe gözlerini açıp salona geçince orda uyuyakalmış yabancı bir insanla karşılaşmak insanı birden kendi duvarlarına yabancı kılıyor.
meramıma geçecek olursam, bu sabah kalkınca evde yabancı biriyle karşılaştım. normalde acayip rahat bir adamım. donla falan gezinirim içeride. hele sabahları yatak odamdan banyoya kadar olan uzun ince yolda (gerçi sayın binali yıldırım en son bunu uzun duble bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece diye değiştirmişti, neyse bizim evin yolları hala üstat veysel'in dediği gibi uzun ince) mümkün olduğunca rahat olmak isterim. normal şartlarda sadece iç çamaşırla kalkarken bu sabah nedense şortla uyandım. gece üstüme çektiğim şortu çıkarmadan uyuyakalmışım. sabah uyanıp salona geçince uyuyakalmış bir insanla karşılaşınca (ki, bu insanda bir kadın olunca) normal olarak gerilip kasılıyorsun. gelen insanın da, refkleksi midir anlaşılmaz, ama en derin uyksunda olsa dahi mutlaka gelen ilk sese tepkisiz kalmaz ve gözlerini açıp yabancı olduğu evin sahibine bir an bakıp; gözlerin birbirinin coğrafyasından çekilmesinden sonra başına yorganı çekip, sırtını dönüp evin içinde dolanan insanın seslerini tekip edip, sesin kendi anaforunda boğulmasına kadar bekler. evde dolanan kişinin çıkardığı sesler kesildikten sonra yine derin uykusuna dalıp gider ki, bu da yabancı bir eve misafir giden insan psikolojisidir ayrı bir konudur, ayrı bir zaman diliminde irdelemek gerekir.
sabah kalkınca evde yabancı biriyle karşılaşmak, insanın ılıman iklimine eksi 50 derecelik soğuk bir hava akımı tutmak gibi bir şeydir sanırım. birden, o rahat hareketlerin koybolur. musluğu daha bir yavaş açarsın. klozete yenik bir psikolojiyle oturursun. dolabın kapısını yavaş çekersin, elmayı ısırırken çat diye bir ses çıkmaz. normalde bütün bu işlerden sonra üstüne çektiğin, pantolonu gömleği en önde çekersin. işlerin tepe taklak olur. kaba tabirle amı-götü kaybedersin. yine de dışarıda güzel bir hava vardır verandalı bir ev olsa tadından yenmeyecek. sokağa baktığın an hodbinleşirsin. bu dünya sadece benim olmalı, bu ev sadece benim olmalı diye. açarsın kapıyı çat diye çeker, yürürsün merdivenleri atarsın kendini sokağa. beyninin sifonunu çekip geride bıraktığın her şeyi kirli düşüncelerin foseptik çukuruna gömersin. vs.
sanırım genelde öğrenci veya bekar evlerinde yaşanır. bu bir sabah gözlerimi açıp odadan salona geçince, masanın üstüne konulmuş soğanın neden orda olduğunu düşünmekten daha da vahimdir. neticede, soğanla değil insanla karşılaşıyorsun. ama ve fakat soğan olsa dahi kafayı yersin. ne işi var bu soğanın burada! kim koydu? amaç neydi? bir işaret mi yoksa bu? vs. vs. vs. öyledir ya! sabah kalkınca biraz da aptaldır insan. olayları birleştirememe, toparlayamama durumu normal şartlarda bile hasıl oluyorken böyle gayet sıradışı "şey"lerle karşılaşınca daha da berbat oluyor.
neyse efendim, biz biliriz ki, her insan kendi evinde belli bir düzen kurar. yani banyoda kullandığı sabunu tekrar yerine koyarken ki şeklinden tutun da, mutfakta kullanılan bulaşığın bırakılma tarzına kadar. ve nu tuhaftır ki eve gelen misafiri görmesen dahi eve yabıncı birinin girdiğini hissedersin. durum böyleyken sabahın köründe gözlerini açıp salona geçince orda uyuyakalmış yabancı bir insanla karşılaşmak insanı birden kendi duvarlarına yabancı kılıyor.
meramıma geçecek olursam, bu sabah kalkınca evde yabancı biriyle karşılaştım. normalde acayip rahat bir adamım. donla falan gezinirim içeride. hele sabahları yatak odamdan banyoya kadar olan uzun ince yolda (gerçi sayın binali yıldırım en son bunu uzun duble bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece diye değiştirmişti, neyse bizim evin yolları hala üstat veysel'in dediği gibi uzun ince) mümkün olduğunca rahat olmak isterim. normal şartlarda sadece iç çamaşırla kalkarken bu sabah nedense şortla uyandım. gece üstüme çektiğim şortu çıkarmadan uyuyakalmışım. sabah uyanıp salona geçince uyuyakalmış bir insanla karşılaşınca (ki, bu insanda bir kadın olunca) normal olarak gerilip kasılıyorsun. gelen insanın da, refkleksi midir anlaşılmaz, ama en derin uyksunda olsa dahi mutlaka gelen ilk sese tepkisiz kalmaz ve gözlerini açıp yabancı olduğu evin sahibine bir an bakıp; gözlerin birbirinin coğrafyasından çekilmesinden sonra başına yorganı çekip, sırtını dönüp evin içinde dolanan insanın seslerini tekip edip, sesin kendi anaforunda boğulmasına kadar bekler. evde dolanan kişinin çıkardığı sesler kesildikten sonra yine derin uykusuna dalıp gider ki, bu da yabancı bir eve misafir giden insan psikolojisidir ayrı bir konudur, ayrı bir zaman diliminde irdelemek gerekir.
sabah kalkınca evde yabancı biriyle karşılaşmak, insanın ılıman iklimine eksi 50 derecelik soğuk bir hava akımı tutmak gibi bir şeydir sanırım. birden, o rahat hareketlerin koybolur. musluğu daha bir yavaş açarsın. klozete yenik bir psikolojiyle oturursun. dolabın kapısını yavaş çekersin, elmayı ısırırken çat diye bir ses çıkmaz. normalde bütün bu işlerden sonra üstüne çektiğin, pantolonu gömleği en önde çekersin. işlerin tepe taklak olur. kaba tabirle amı-götü kaybedersin. yine de dışarıda güzel bir hava vardır verandalı bir ev olsa tadından yenmeyecek. sokağa baktığın an hodbinleşirsin. bu dünya sadece benim olmalı, bu ev sadece benim olmalı diye. açarsın kapıyı çat diye çeker, yürürsün merdivenleri atarsın kendini sokağa. beyninin sifonunu çekip geride bıraktığın her şeyi kirli düşüncelerin foseptik çukuruna gömersin. vs.
(bkz: kalk kız görücü geldi)
güncel Önemli Başlıklar