bugün

böyle bir mantık var sözlük içinde. hani millet boş bilgilerden müteşekkil birbirini tekrarlayan pejoratiflerde entryler girsin de miktarına bakıp bakıp gururlanalım. yok efendim bilmemne dizisinin altına dizinin bilmemkimi yakışmamış şunu beğenmedim bunun kaşı gözü oynuyor falan saçmalayıp günde yüz entry girmek üzülerek söylüyorum z raporundaki günlük para akışı mentalitesine etki etmiyor. okumadan etmeden hebelecan hakkında yapılan yorum ilkokuldaki sıralarda arkadaşını çekiştiren aptal çocuklara benzetiliyor, okuyucuyu soğutuyor.

neticede okuyucu z raporuyla ilgilenmiyor. okumak istediği başlığı açıyor ve orada saçmalanan şeyleri görüyor. örneğin okumak istediği dün gece okan bayülgen'in neler yaptığı, kime yine ne laf soktuğu, kimlerden ayar aldığı oluyor. karşısına çıkan manzara şu:

1. neden sevildiğini anlamadığım insan.

2. sevmekle sevmemek arasında kaldığınız insan.

3. nedendir bilmiyorum severim insanı.

bunları yazmak zorunda değilsiniz. vallahi değilsiniz. değerli vaktinizi birine karşı subjektif görüşlerinizi paylaşmak için harcıyorsanız sözlük interaksiyonu aslında baba parası yiyenlerin boktan eğlencesi olmaktan farksız. bir şarkının neresinde sizi bitirip neresinde öldürdüğü gerçekten öldürmediği sürece önemli değil. okan bayülgen'i sevmeniz ona zerre kadar katkı sağlamaz. sevmeyin onu hem. baydı be..