bugün

başlık aslında "saadettin teksoy yüzünden alafranga tuvalet kullanamamak" olacaktı, sığmadı.

canavar uzmanı, sürekli sakata gelmekten korkan, sarı ceketini eskitemeyen, zorlu görevlerin adamı saadettin teksoy'un, yine antin kuntin işler karıştırırken dönemin çocuklarını düşünememesinden dolayı yaptığı büyük ayıbın sonucudur. *
böylesine saçma görüntülere, aklımız ermediğini için inanmıştık zamanında tüm mahalle çocukları olarak. ama izleri hala duruyor, unutulmuyor işte bazı şeyler. eski sevgililer, mutluluk veren anılar, ilk öpücük ve alafranga tuvalet korkusu.

yine görev peşindeydi o zamanlar bu adam. izliyoruz tabi, ilgi çekici geliyordu yaşımız gereğiyle. derken; bir programında kendisi ve ekibi tuvaletin başına doluşuyorlar bir anda. tavuk mu ne sarkıtıyorlardı deliğe doğru. ama o da ne! canavar geldi ve saniyeler içinde yedi lan. sonra tekrar delikten geri gitti. tabi oraları göstermiyorlar ama o düşünce uyandı kafamızda. çocuğuz anasını satim, inanmıştım o zamanlar n'apayım. beni korku aldı gitti, tuvaletten canavar çıkıp kıçımızı ısıracak. hatta kocaman bir parça bile alabilirdi yani, olmayacak iş değil şimdi. allah'tan alaturka tuvaletti bizimkisi, içim bir nebze rahattı. mahallede top oynarken araya bu muhabbet giriyordu zaten durmadan.

- tuvaletten canavar çıkıyormuş olum.

+ bizimkisi öyle değil ki!

- olsun, sizinkinden de çıkar. ama bizimkisi öyle ya, göremiyorsun bir de bir şey.

+ ben size gelmem bir daha. gelirsem gider bizde girerim tuvalete.

gibi diyaloglar alıp gidiyor ortamı. bazıları inanmıyor ama tedirgin oluyorlardı eminim. şimdi değil ama olay anında tırstıkları kesindi yani. tabi seneler geçti, anladık sonra saçma sapan şeyler olduğunu. kazık kadar adam olduk ama, arada aklıma gelmiyor değil.